30 Haziran 2011 Perşembe

Mutter und Sohn

Yaşlı ve hastalığı yüzünden ayağa kalkamayan bir anne ile onun oğlu arasındaki ilişkiyi dramatik bir şekilde anlatan şahane bir film. "Mother and Son"

Rus Sineması'nın anne sevgisi ile oğul bağlılığını en içten bir şekilde anlatan ve izleyiciyi derinden etkileyen bu güzel örneğe Aleksandr Sokurov imzasını atmış ve film vermek istediği mesajlar açısından son derece büyük bir öneme sahip

1997 Yılında vizyona giren bu film çok düşük bir bütçe ile çekilmesine rağmen izleyicilerin gönlüne kazınacak türden bir yapım. Kolay kolay unutulmayan bir sevgi yumağını işleyip senaryosu da son derece başarılı.

Aleksandr Sokurov'un uluslararası bazındaki takdir özelliği taşıyan bu film aynı zamanda onun ilk üçlemesinin ilk filmi olması da son derece ilginç bir durum olsa gerek. Üçlemesi'nin diğer filmleri ise hatırlayacağınız gibi;
2- Father and Son

3- Two Brothers and Sister


Film annesini yalnız bırakmayan ve onun yanı başında olan oğluyla başlar , Annesini taşıyan ve samimi bir şekilde anneliğin ne olduğunu bize gösterircesine anlatan bu filmi izledikten sonra annemizi daha çok sevmeliyiz mesajını çıkartmamak elde değil. Anne ile oğul ormanlık bir alandaki sakin evlerinde aralarında geçen diyaloglarla devam eder. Oğul annesine kitaplar okur, geçmiş hakkında yaşanılanları anlatır anne dinler ve bazan düzeltmeler yapar. Annesini evde bırakır daha doğrusu öleceğine ramak kalacağını bildiği için olmalı ki onu yalnız bırakır

Çünkü ana sevgisi o kadar büyüktür ki annenin kaybedilişine yürek dayanmaz...

Mother and Son, filminin süresi yaklaşık bir saat olması insanın aklına annenin hayatta kalmasının son bir saatini mi anlatıyor sorusunu getirse de bir saat sonrası yani filmin sonlarına doğru Oğul'un annesi öldükten sonra annesinin ellerine sarılıp onu okşaması ve hafifçe bağrına bastıktan sonra:

"Beni de bekle ben de yakında geleceğim, dediğimiz yerde buluşuruz" demesi hafızalardan silinmeyecek ender replikler arasında yerini alacağa benziyor...

29 Haziran 2011 Çarşamba

Transformers (Film) - İnceleme

Transformers filmi son yıllarda yayına giren Bilim -Kurgu ve Aksiyon türlerinin karışımı sayılabilecek filmlerinin en güzel serilerinden biri adeta..

Değişik mekanizmalardaki robotların dönüşme devrelerini incelemesi açısından son derece mühim özellikler taşımakta ve robotların iyi-kötü ayrımındaki dikkate değer tarafı da filmin kurgusu olsa gerek. Robotların farklı mekanizmalarda olup aynı gezegende yer almaları aslında onların farklı cephelerde görünmelerine de yol açmıştır: İyi robotlar ve Kötü robotlar olmak üzere

Transformer'lar, gezegenlerindeki yakıt stoklarının azalması sonucu, uzayda farklı yakıt kaynaklarının arayışı içine girerler.Ve tabi ki bu arayış, kimyasallar ve gerekli yakıt mineralleri açısından son derece zengin olan Dünyamıza düşürecektir yollarını. Kolaylıkla otomobillere, uçaklara, deniz taşıtlarına, kamyonlara dönüşebilme yeteneği olan bu robotlar, dünyaya gelerek bu kaynakları ele geçirebilmek için bir savaş başlatacaklardır. Kötü ruhlu robotlar Decepticonlar'ın tek isteği kendi isteklerini elde edebilmek için dünyayı yok etmektir. Tabi yine karşılarında iyi robotlar ve onların başı Optimus Prime'ı bulacaklardır.Enfes filmleriyle tanıdığımız dahi yönetmen Steven Spielberg'in yardımcı yapımcılığına üstlendiği bu keyifli filmin yönetmen koltuğunu Amerikalı usta yönetmen Michael Benjamin Bay oturmuş...