13 Mayıs 2012 Pazar

Film Ansiklopedisi: IMDB(Internet Movie Database)


Belki de dünyanın bir numaralı film arama veya sinema portalıdır.  İnsan istediği film,yönetmen,oyuncu, ödül, filmin vizyona girme tarihi, film hakkında yapılan eleştiriler, yönetmenin gelecek  veya geçmişteki bütün filmleri, diziler, filmlere verilen puanlamalar, değişik değişik kategoriler,  işledikleri temalara göre listeler,güncel festivaller, fotoğraf… vb  Kısaca izah etmek gerekirse film hakkında aklınıza hayalinize gelmeyecek bilgilere anında ulaşmak mümkün.

Günümüzde film hayranlarının vazgeçilmez bir parçası haline geldiğini, film hakkında yapılan sohbetlerin “imdb” isminin geçme sıklığından ve bunu bir kanıt olarak öne sürmelerinden anlıyoruz.
Filmler ile ilgili bir soru sorulduğunda ilk imdb sayfası açılıp veya buradaki bilgilere göre cevap verilir çoğu zaman.  Aksi takdirde  filmler hakkındaki o kadar bilgiyi akılda tutmak imkansız olup böyle sorular veya durumlar için gevelenmekten başka çare kalmaz.

Film hastalarının beyinlerinin bir veritabanına dönüşmesinin yanında imdbsiz yapamadıkları da bir gerçek.  Milyonlarca kullanıcı artık günümüzde imdbsiz günleri geçmemekte.
IMDB’nin yüksek puan alan filmlerine göre (ki bu ne kadar objektif ve doğru bir tercih) izleyecekleri filmleri belirliyor, ve o puanın gölgesinde hareket etmeleri de ne yazık ki onların film sonrası görüşlerini derinden etkileyebiliyor.

Dünya’nın en iyi film listelerinin Top 250, Top 100 gibi listelerinin olmasının yanında Dünya’nın en kötü film listelerinin olması da bir o kadar manidardır. Dünya’nın en kötü filmlerine hayran duyacakları aklımızdan geçirmezsek, en iyi filmlerine odaklarının da sayısının az olmadı ortada. Bu tür listeleri (Top 250, Top 100) bitirmek sanki boynunun borcuymuş gibi hareket etmesi de epey garip bir durum olmalı.

Belli olmayan kullanıcıların kullandıkları oylar sayesinde bu tür listelerin meydana gelip belirli bir limitten sonra listeye dahil olduklarının yanında sonradan o filme oy verecek kişinin bakış açısını da bir yandan değiştirir çünkü o puanı gören kullanıcı kafasındaki puanı tam olarak yansıtamaz oraya.


Ufak tefek çatlaklara rağmen, IMDB kullanıcılarının 'şu eksik, bu yanlış' diye söylendikleri enderdir. Çünkü IMDB'nin, herhangi bir konuya adanmış en kapsamlı site olması kuvvetle muhtemel. Sitede, örneğin herhangi bir janr hakkında derinlemesine fikir edinmek mümkün değil ama, arama usulünün pratikliğiyle, araştırmaya başlamak için çoğu kez iyi bir çıkış noktası; olmadı iyi bir 'destek ünitesi'. Fakat yine de kişisel bir süzgece veya ek kaynaklara sahip değilseniz, IMDB'de gezinmek, bilmediğiniz bir dilden sözlük aracılığıyla çeviri yapmaya benzeyebilir.

IMDB, (çoğu kez) güvenilir bir kaynak olarak, kişisel merakını gidermek isteyen sinemaseverlerle sınırlı kalmayan bir kullanıcı kitlesine sahip. Sinemacılar ve sinema yazarlarının 'başucu sitesi' konumunda. Hollywood'da yapımcılar, endüstriden biriyle görüşme yapacakları zaman, onun hakkındaki ilk bilgilere IMDB'den ulaşıyor. Kimi az tanınmış oyuncular da, kendi biyografilerini göndererek tanıtımlarına katkıda bulunuyor; siber sinema külliyatı büyümeye ve (biraz ürkütücü biçimde) rekabete gelmemeye devam ediyor.
Kurulma aşaması epey ilginç:

Sinema Eleştirmeni Nedim Hazar konu ile alakalı olarak şunları kaleme almış: Site, kişisel bir manyaklığın neticesinde kurulmuş. İngiliz bilgisayar ve film fanatiği Col Needham, 1993'te sinema veritabanını internete taşımadan önce, filmlerin çetelesini kendisi için tutuyormuş. Needham, Jaws'u izledikten sonra denizden korkmaya başlamış, Star Wars'la kendinden geçmiş, Alien'la irkilmiş, Hitchcock hayranı, sıradan bir sinemasever. Ama o kadar da sıradan değil. Needham tipik bir cumartesi gününde arka arkaya 10 film, bir yılda da yaklaşık 11 bin kadar film izlermiş. Haliyle hangi filmi izleyip hangisini izlemediğini karıştırmaya başlamış. Böylece 23 yaşında, arkadaşlarının da hizmetine sunabileceği, video dükkânına giderken aynı filmi ikinci kere kiralamamak için yanında götüreceği kişisel bir veritabanı oluşturmuş. "Bu fena halde moronca bir şey ama sonunda hayırlı oldu," diyor.







10 Mayıs 2012 Perşembe

Jim Jarmusch'ın Siyah Beyaz Dünyası




Hollywood’un bağımsız yönetmenlerinden birisi olarak karşımıza çıkan Jarmursch bu “Bağımsız Sinema” kısmından da ayrı bir öznelliğe sahip. Bu farkı şurdan rahatça anlayabiliriz:  1960’lardan sonra başlayan  özellikle eğitim kariyerleri iyi olan yönetmenlerin önderliğinde rengini belli eden “Bağımsız sinema” sanat yapma çabası, estetik özgünlük ve toplumsal kaygılar daima bağımsız sinemayı oluşturan  etkenler oldu. Daha sonra  1970'lerde bireyselleştiler, 80lerde nihilist, 90larda popüler, 2000lerde ise ana akıma yakınlaştılar. Bağımsız sinemanın son çıkışı dijital devrimle oldu Bu kısımda bağımsız sinemanın örneklerini göreceğiz. Jim Jarmusch’ın filmleri göz önüne getirip bu açıklamayla kıyaslandığında Jarmusch’ın film izleme mantığı daha net anlaşılır.

Jim Jarmusch demek, sadelik, özgünlük , siyah - beyaz, müzik demek . En az masrafla film çekip kaliteyi göstermektir veya efektlerle fazla içli dışlı olmayıp izleyiciyi renklerin bunaltıcı havasından kurtarmaktır jarmusch, Karekterler genel olarak ilginçtir rol gereği mi yoksa gerçekten de bu tipler böyle midir sorusu gelir insanın aklına “Yol Filmleri” olarak sinema literatüründe yer edinmiş bölüme farklı bir açı getirmiştir aslında(Bağımsız Sinema’da olduğu gibi)

Çoğu kişinin aktör olarak  bilmediği Jamursch’ın yönetmenliği çok başarılı olduğu için belki de onun filmlerde oynadığı rolleri gölgede bırakmasından kaynaklanmaktadır. Az bütçe ile çektiği bu filmlerin müzikleri de filme ayrı bir hava vermektedir.


Genel olarak sinema filmleri şunlardır:

1980 Permanent Vacation; Sürekli Tatil
1984 Stranger Than Paradise; Cennetten de Garip
1986 Down by Law; İçerdekiler
1989 Mystery Train; Gizem Treni
1991 Night on Earth- Dünyada Bir Gece
1995 Dead Man- Ölü Adam
1997 BELGESEL / Year of the Horse; Year of the Horse
1999 Ghost Dog: The Way of the Samurai- Hayalet Köpek: Samurayın Yolu
2002 7 YÖNETMENLİ PROJE FİLM / Ten Minutes Older: The Trumpet (Int. Trailer Night); 10 Dakika İçinde: Trompet
2003 Coffee and Cigarettes; Kahve ve Sigara
2005 Broken Flowers; Kırık Çiçekler
2009 The Limits of Control; No Limits No Control; Kontrol Limitleri
Bu filmlerden, Stranger Than Paradise, Down by law, Dead Man, Coffee and Cigarettes gibi dev filmleri halk arasında en iyi bilinen siyah beyaz filmleridir. Jim Jarmusch bu filmlerde her ne kadar Yasujiru Ozu, Kenji Mizoguchi, Robert Bresson, Ingmar Bergman, Antonioni, Wim Wenders gibi isimlerden etkilenmiş olsa da ve etkilendiği isimleri sürekli dile getirse de yaptığı filmler asla bu isimlerden herhangi birinin filmlerinin taklidi gibi durmaz.

Jim jarmusch’ın siyah beyaz filmlerinde renklerle insan boğuşulmaz, renklerle beraber kendini filmin içinde kaybettirmez aksine siyah beyaz yaptığı için olsa gerek insan kendini filmlerde bulur seni rahat bırakır .  Normalde çok aşırı şiddet sahneler için kullanılan bu tekniğin kullanılma sebeplerini özetle Jamursch bize sadeliği öğretirken kendi film felsefesinin temelini de hissettirir adeta.

Jim Jarmusch’ın dünyası siyah beyazdır, çünkü kendi düşüncelerini, kendi kahramanlarını bu şekilde izleyiciye daha canlı ve daha sade bir şekilde izah edeceğini kabul eder. Anlam derinliği daha geniş olup karekterlerinde olduğu gibi filme de bir soğukluk havası verir bu tür yapımlar.

“Cennetten de Garip (İkinci filmi)”, Cannes Film Festivali’nde ilk filmlere verilen Altın Kamera (Caméra d’Or) ödülünü alması Amerikan bağımsız sinemasının uluslararası düzeyde kabul görmesini sağlar.

Filmleri sadece günümüz dünyasında farklı kültürlerin kesişmesini, çakışmasını ve birbirleriyle ilişkiye girmesini anlatmakla kalmaz, aynı zamanda kültürlerarası farkların ortak yanlarımız karşısında çoğunlukla nasıl da silikleştiğini gösterir.




Ayna: Sinema. Hollywood'tan mı ibaret ?

Ayna: Sinema. Hollywood'tan mı ibaret ?