29 Temmuz 2014 Salı

Cumhurbaşkanı Adayı Prof. Dr. Ekmeleddin İhsanoğlu düşünceleri



Cumhurbaşkanı Adayı Prof. Dr. Ekmeleddin İhsanoğlu,katıldığı Samanyolu Haber Tv'de Ankara Temsilcisi Abdullah Abdulkadiroğlu’nun gündeme dair sorularını cevapladı. Türkiye’nin son dönemde yaşadığı 17 Aralık süreci ile ilgili açıklamalarda bulunan İhsanoğlu,, binlerce polisin,hakimin ve savcının yerinin değiştirilmesinin endişe verici olduğunu ifade ederek. hukuk kurallarının dışına çıkıldığı bir intibanın olduğunu ifade etti. Cumhurbaşkanı İhsanoğlu, İçişleri Bakanı Efkan Ala’nın geçtiğimiz günlerde bir sahur programında Peygamber Efendimiz’e(S.a.v)’yönelik sarfettiği yakışıksız sözleri için “Haşa. Sadece edep ya hu denir buna. Bu ifade böyleyse , sümme haşa, sümme haşa” diyerek tepkisini gösterdi.  İhsanoğlu Türk okullarının meda

Türk okulları hakkındaki düşünceleri:
Türk Okulları Bizim Medarı iftarımızdır”
Ben bu okulları uzun yıllardan beri takip ediyorum. İlk açıldığı günlerden itibaren Ortaasya'da Endonezyada afrikada ve değişik yerlerde bunu gördüm. Ve şunu gördüm. Orada bu okullar bunlar bir türk olarak bizim medar-ı iftiharımızdır. Orada bayrağı, istiklal marşını, ve türkçe'nin öğretildiğini görmek. Yetişkin çocukların iki yönü benim takdirime mucip oluyor. Çok iyi yetiştiriliyorlar. Eğitim seviyesi çok yüksek. Modern. Sudan da bir okula götürdüler. Labaratuvarları mükemmel. Herşey var. İkincisi de o küçük çocuklardan bir muhabbet bir sevgi bir dostluk elçisi yetiştiriyorsunuz. Ve o kendi ülkesiyle Türkiye arasında bir bağ kuruyorsunuz. O çocuk üniversiteyi bitirdikten sonra kendi üllkesinde kariyerine başladıktan sonra artık o Türkiye'nin dostu olarak devam edecektir. O mekteple hocalarla olan Türkiyeye yaptığı ziyaretlerde aldığı intibalarla hep Türkiye'nin yanında olacaktır. Bu Türkiye için büyük bir yatırımdır.İkincisi oradaki hükümet erkanı çocuklarını o okullara götürüyorlar. 3.sü olarak 28 şubatta bu mektepler aleyhin de bir kampanya yaratıldı. Ama o kampanyanın sonunda bu mekteplerde Türkiye'nin yüksek menfaatlerini milli çıkarlarını politikalarına ters bir şey bulunmadı. Çok uğraşıldığı halde bulunmadı. Şimdi o günden bugüne acaba bu mektepler doğru yoldan kötü yola mı gittiler. Ben bilmiyorum.  Varsa böyle birşey öğrenelim. Bu okullar benim gezdiğim gördüğüm okullarsa bunlar gerçekten hem o ülkelere hem Türkiye'ye çok büyük hizmetler ifa ediyorlar ve çok güzel bir gençlik yetiştiriyorlar. Ve bulundukları yerde takdir görüyorlar.

Zalim ile mağdur arasında tarafsız kalamazsınız,

Türkiye’nin Filistin konusunda tarafsız kalmaması gerektiğini söyleyen Cumhurbaşkanı adayı İhsanoğlu, “Türkiye bir dönem barış müzakerelerini katkı sağlayan bir ülkeydi, bence şimdi barış durdu. Çünkü israil yerleşim merkezlerine devam ediyor ve yerleşim alanlarını genişletiyor.  Ordaki insanlar kaderlerine terk edilmişler., Barış süreci durduruldu, Çünkü  Netanyahu,  bugün bi fill filistin hükümetinin hakimetiyetindeki toprakların %78’I israile gitti, yüzde %22i filistine kaldı. Böylece haksızlıklar devam ediliyor. Bugün aldığım son haberlere gore 175 kişi şehit olmuş, Bu son 8 gün içinde israilin filistine yaptığı zulümler Cenevre antlaşmasına gore suç Kabul edilebilir.” Şeklinde önemli açıklamalarda bulundu.
Cumhurbaşkanı olacak kişinin yetkilerin sınırları dışına çıkmaması gerektiğine değinen İhsanoğlu devlette keyfiliğin olmadığını vurguluyarak, yetkileirn anayasadan alınması gerektiğini kaydetti.
İhsanoğlu, “ Yetkiyi millet verecek, ondan sonrasına  kimse karışamayacak, Bu anayasal bir hak değil, Yani ben istediğim yetkiyi alacağım istediğim gibi davranacağım bu  bana başka bir şeyi hatırlatıyor.” dedi
17 Aralık sonrası süreç: Bu yüzlerce, binlerce memur, hakim, polis bunlara yapılan nameler revai hak mıdır?
Türkiye’nin son dönemde yaşadığı 17 Aralık süreci ile ilgili açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Ekmeleddin İhsanoğlu, binlerce polisin,hakimin ve savcının yerinin değiştirilmesinin endişe verici olduğunu ifade ederek,”  Bu tablo büyük endişe verici bir tablo. Hukuk kurallarının dışına çıkıldığı bir intiba var. Bu insanlar eğer suç işlemişlerse elbette usuluna uygun olarak disiplin cezaları vardır.Devlet memurlarının bağlı olduğu yönetmelikler kanunlar var. Ama bir şüphe ve idda üzerine bir insanı alıp oradan oraya  bir iki günde bir vilayetten başka bir vilayete verildiğini gördük. Ve bunlar hakkında hiçbir dava açılmış değil.Mahkemeye sunulmuş değil.Yargı kararı yok, iddia yok, suç yok, delil yok,hüküm yok. Buda şunu ortaya koyuyor: Türkiye'nin adalet sisteminiyeniden ıslah etme. Kanun hakimiyetini yeniden kurma. İnsanların kanunlar karşısında eşit sayılması lazım geldiğini ve hiç kimsenin bir imtiyaz sahibi olmama durumu. Bugün Fransada eski Cumhurbaşkanı bazı iddialar şüphelerden dolayısorgulandı ve dava açıldı.Herşey şeffaf oldu. Bizde neden şeffaf olmuyor.Niye biz şeffaflıktan çekiniyoruz. Hukuk davaları siyasi argümanın yerinin olmaması lazım. Gördük öbür davaları yargıtay bozdu, Anayasa mahkemesi bozdu. İnsanlar içeride ömürlerini çürüttüler. Çıktılar, şimdi bu insanlara yapılan muamele revai hak mıdır? Bu yüzlerce, binlerce memur, hakim, polis bunlara yapılan nameler revai hak mıdır? Bu büyük bir zulumdur. Bu zulmün bir an evvel bitmesi lazım. Bu insanlar suçları varsa mahkemeye verilsin.”

Kürt sorunu ile ilgili  çarpıcı değerlendirmede de bulunan İhsanoğlu,  çözüm süreci için Güneydoğu’nun değişik illerine gideceğini söyledi.  Prof. Dr. Eklemeddin İhsanoğlu, Türkiye’nin artık kan görmek istemediğini savunarak, “Türkiye’nin bu sorunu çözmesi laızm. Türkiye artık bu karanlık sayfaları görmek istemiyor. Biz bu problemi çözme imkanına sahibiz. Oturarak, konuşarak tartışarak halletmeliyiz, kavga ile silah ile olmaz. barış görüşmelerinin meclise gelmesi ve milli mutabahatta çözülmesi gerektiğine inanıyorum.” şeklinde konuştu.

Türkiye’nin en büyük sorunu  bu bölünmüşlük benden farklı düşünenler  vatan haini demek Kabul edilemez.
İhsanoğlu, Cumhurbaşkanı adaylarından Selahattin Demirtaş’ın centilmen biri olduğuna değinerek, kendisini makamında ziyaret ettiğini ve başarılar dilediğini belirtti.
Başbakan Erdoğan ile şartların uygun olması halinde canlı yayına çıkabileceğini ifade eden Cumhurbaşkanı İhsanoğlu, Cumhurbaşkanlığı makanına çıkacak kişinin o makama layık olması gerektiğine dikkat çekerek, “Bu yüce makama seçilecek insanların o makama layık olmasalar milletonlara nasıl bakar ? O makam Türk milletinin en yüksek makamı, o makama saygı babında bulunulması   gerekir. Şimdi eğer cumhurbaşkanı oturduğu yerde anayasada olmayan yetkileri kullanmak isterse kendi gündemini kullanmak isterse system kilitlenir” diyerek önemli konulara değindi.
Uyumlu bir şekilde şekilde çalışması demek, sistemin bir yerinde sıkıntı olduğu zaman ,. Ve sigorta artar.
Başbakandan talep ettik  görüşmek için program yoğunluğundan mümkün olmadı.
Fazla çok üzücü bir şey, mesela beyruttaki pilotlarımız esir alındılar, bir tek uçan THY değiik ki avrupadan uçaklar gidiyor afrikadan gidiyor, ama bizim tır şoförleri tutuklanıyor. Bu herhalde bizim biraz itibarımızla ilgili bir promlem. Bizim politikalarımızla ilgili. Hükümetle ilgili bir açıklama bekledim ama bir ses çıkmadı, Ülkemizin insanları kaçırılıyor ve bir açıklama gelmedi. Bu soruyu ben de ona sordum.
İç işleri bakanlaırnın mekkeyee gururu kibirie
Seçilemzseniz ne olur ? Azizim ben seçileceğimden eminim. Çünkü bu miletin yeni bir sese yeni bir nefese yeni bir ruha ihtiyacı var. Bu millet kararını vermiştir. Ben o kararı biliyorm. Sevgi saygı ve birlik tohumları ekiyorum.

Sultanahmet’ta “Başbakan Abdullah Gül” sloganları atıldı


Cumhrubaşkanı Abdullah Gül, Bayram Namazı için sabahın erken saatlerinde Sultanahmet Camisi’ne geldi. Gül'ü İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu, cami girişinde karşıladı. Namazdan sonra  toplanan kalabalık, Abdullah Gül’ü görünce “Başbakan Abdullah Gül” sloganları attı.

Bayram namazı sonrasında basın mensuplarına açıklamalarda bulunan Gül, “Bir kez daha bütün milletimizin Ramazan Bayramı’nı tebrik eidyorum, bu vesileyle küçüklerimizin gözlerinden öpüyorum. Çok şükür Türkiye’de huzurlu bir bayram geçiriyoruz ama kardeşlerimizin huzur içerisinde olmadığını hatta tam tersine büyük sıkıntılar, gözyaşları büyük acılar çektiğini görünce de bu mutluluğu tam içimizde hissedemiyoruz.” dedi.

Irak’ta, Suriye’de, Filistin’de Gazze’deki müslümanların çilesini, acısını içimizde yaşadığımızı ifade eden Cumhurbaşkanı Gül, “ Bu mübarek günler hatırına Cenab-I Allah’tan bütüm İslam Dünyası’na huzur, barış, kolaylık versin diye dualar ettik.” Şüphesiz ki Musul’da zorla alıkonan konsolosluk görevlilerimizin bayramda aileleriyle olmalarını çok arzu etmiştik ve çok uğraşmıştık. Maalesef şu ana kadar bu da gerçekleşmedi.” şeklinde konuştu.

Türkiye’nin Musul’daki konsolosluğunda geçtiğimiz günlerde IŞİD tarafından alıkonulan Türk diplomatlarnı bayram mesajında unutmayan Gül, şunları kaydetti:” Onların da bayramını bütün aile yakınlarının bayramını üzüntülü ve şüphesiz ki bayramlarını tebrik ediyorum. Ama inşallar kazasız belasız bir şekilde ailelerine kavuşacaktır. Hep bunun için uğraşıyoruz.” Gül gazetecilerin de bayaramını kutladıktan sonra basın mensuplarından soru almadan konuşmasını sonlandırdı.

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün konuşması sık sık “Başbakan Abdullah Gül” sloganlarıyla kesilmesi dikkatlerden kaçmadı.

 


17 Temmuz 2014 Perşembe

Gürsel Tekin: “Bu bir kentsel dönüşüm değil, kentsel yıkımdır”

Cumhuriyet Halk Partisi(CHP) Genel Sekreteri Gürsel Tekin, kentsel dönüşüm sıkıntılarıyla gündeme gelen Kadıköy Fikirtepe'de vatandaşlarla bir araya geldi.  Kentsel dönüşümle beraber semtteki yaşam ve uyuşturucu sorunlarına dikkat çeken Tekin, çözüm için ivedikle çocuk esirgeme kurumu ve semtteki kamuya ait diğer yerlerin bu dönüşüme dâhil edilmesi gerektiğini belirtti.
 
Kentsel dönüşüm mağduru vatandaşların sorunlarını dinleyen Tekin, “Buradaki proje bir kentsel dönüşüm değil, hiç kusura bakmasınlar bir kentsel yıkımdır. Bu sorun biraz daha büyüyecektir. Buna engel olmak için bizim CHP olarak bir önerimiz var. İvedikle Çocuk Esirgeme Kurumu ve buradaki kamuya ait diğer yerleri bu dönüşüme dâhil edelim ve bu dönüşümü en pratik şekilde çözelim. Aksi takdirde burada binlerce insanın mağduriyeti büyüyecektir ve bu sorun çözülemeyecektir.” şeklinde konuştu.
 
Geçmişte Fikirtepe'nin bir köy yaşamı bulunduğunu söyleyen CHP'li Gürsel Tekin, semtteki huzurlu ve güvenli ortamı hatırlattı ve eskiden polise ihtiyacın çok istisna bir durum olduğunu ifade etti.
 
Bir vatandaşın imar planlarının uygulanması ile ilgili sorduğu soruyu Tekin, “Ben belediye başkan yardımcısıyken biz burası için üç emsal imar planı çıkardık. O imar planları o gün uygulamaya girmiş olsaydı hiçbir sorun olmazdı. Sayın Kadir Topbaş'a gittik, durumu aktardık; ancak ilçe belediyelerinin plan yapma yetkisi olmadığı için netice alamadık. Eğer plan yapma etkimiz olsaydı, Çocuk Esirgeme Kurumu'nu ve Devlet Malzeme Ofisi'ni buraya dâhil ederdik ve bu sorunlar çözülürdü.” şeklinde cevapladı.
 
 
“2011'den önce hepimizin refah seviyesi yüksekti”
 
Gürsel Tekin'den sonra Fikirtepe'deki kentsel dönüşüm hakkında konuşan Fikirtepe Dumlupınar Mahallesi Muhtarı Ahmet Gediz de semtlerinin geçmişte var olan huzurlu ve güvenli ortamın şu an bozulduğunu dile getirdi.  Gediz, Fikirtepe'deki çok kültürlü yapıya da değinerek, “Biz gecekonduyuz ama burada tapusu olmayan tek bir hane yok. Farklı memleketlerden gelmişsiz ama burada bir İstanbul kültürü oluşturmuşuz, hepimiz hemşeri olmuşuz. Eskiden hepimizin kapılar açık olurdu, geceleri çok rahat olurduk.” dedi.
 
Kentsel dönüşüm sonrası semtin mali durumu hakkında açıklamalarda bulun Gediz, iş yapacak müteahhitlerin önünün açılması gerektiğini kaydetti. Gediz, “2011'den sonra çoğumuzun refah seviyesi düştü. Burada bir müteahhidin batması demek tüm Fikirtepe'nin batması demek. İş yapacak müteahhitlerin önü açılsın, iş yapamayacak müteahhitlere dur denilsin. Burası kimsenin deneme tahtası değil.”diyerek sözlerini noktaladı.