20 Ağustos 2014 Çarşamba

Akrabalarını kaybedenler mezarlıklara akın etti



Özellikle bayramlarda ve bayram arifelerinde mezarlıklara akın eden vatandaşlar, yakınları için dua etti. Edirnekapı Mezarlığı, Eyüp Mezarlığı ve Bahçelievler Koca Sinan gibi mezarlıklara gelen yüzlerce vatandaş, yakınlarının kabri başında Kur'an-ı Kerim’den Yasinler Fatiha’lar  okudu, dua etti ve mezarlara çiçekler bıraktı. Yakınlarını kaybeden kimi çocuklar da  mezarları temizleyip ağlamaları dikkat çekti.
Akrabalarının mezarlarına sık sık geldiklerini ifade eden vatandaşlar,” Biz özellikle Perşembe günleri ve bayram günleri kaybettiğimiz yakınlarımızın mezarına gelip dua ediyoruz vefa borcumuzu ödemek için. Her Bayram namazından sonra ilk işimiz mezarlığa gelip yitirdiklerimizi anmak oluyor.  Yokluklarını  her zaman hissediyoruz.” şeklinde duygularını dile getirdi.

Kabir ziyaretinin önemine değinen Prof. Dr. Osman Güner,  Peygamber efendimizin ilk önce mezarların başında bağırıp çağıran, isyan çıkartan kadınlar için  kabir ziyaretini yasakladığını söyledi.  Cahiliye döneminde kabir ziyaretine atfedilen  bir kutsiyetin olduğunu söyleyen Güner Peygamber efendimiz’in(S.a.v) bunu bertaraf etmek için kabir ziyaretini yasakladığını belirtti. 

Kabir ziyaretinde bir hikmet arayacaksak muhasebe içine girmemiz lazım”

Güner, sözlerini şöyle sürdürdü,” Daha sonra Peygamber efendimiz H.z. Muhammed (S.a.v) diyor ki,’ Artık kabir ziyaretini yapabilirsiniz çünkü kabir ziyareti insana ölümü hatırlatır’.  Buradan bakıldığında mezarları ziyaret edilmesinde, dua okunmasında , çiçek bırakılmasında herhangi bir mahsur yok.  Peygamber efendimizin hadislerinde biz bunun caiz olduğunu anlıyoruz.   Kabir ziyareti meşru dairede yapıldığı zaman herhangi bir mahsuru yok.

Prof. Dr. Osman Güner, “Kabir ziyaretinde bir hikmet arayacaksak  Bizim bir muhasebe içine girmemiz lazım, yani bize ölümü hatırlatıyor olması. Dün bizimle beraber yaşayanlar bugün toprak altında. Kuran-I Kerim’in bize vermiş olduğu mesaj da bunu gösteriyor. Kabir ziyareti’nden bizim böyle dersler çıkartmalıyız.” şeklinde sözlerini sonlandırdı.

Kabir ziyareti dönüşünde hayatlarını kaybettiler



Hacer Kanarya(65) ve görümcesi Sebahat Kanarya(67) bayramın birinci gününde  mezarlığa gidip kabir ziyareti yaptıktan sonra Zeytinburnu'nda geçirdikleri trafik kazası sonucu hayatlarını kaybetti.
Kaza, dün saat 19.30 sıralarında, 10. Yıl Caddesi, Zeytinburnu bağlantı yolu Topkapı istikametinde meydana geldi. Sebahat Kanarya  ve Hacer Kanarya, birlikte karşıdan karşıya geçmeye çalıştıkları sırada, Murat Ağbaba'nın kullandığı 34 EM 1054 plakalı otomobil çarptı. Ağbaba, aracını durdurarak durumu polis ve sağlık ekiplerine bildirdi. Kısa sürede olay yerine gelen ekipler, Sebahat ve Hacer Kanarya'nın öldüğünü belirledi.  Adli Tıp Kurumu’nun incelemesinin ardından Sebahat Kanarya’nın cesedinin Esenler’e, Hacer Kanarya’nın cesedinin ise Silivri Kapısı Ayvalık  Mezarlığı’na defnedileceği öğrenildi.

Annesinin öldüğünü polislerden öğrendiğini söyleyen Mahmut Kanarya,” Ben Yalova’da Belediye Binası’nda temizlik yapıyordum, beni bir numara aradı annen trafik kazasında öldü dediler inanmadım, dalga geçiyorlar sandım, farklı bir numaradan aradıklarında dehşete kapılıp İstanbul’a geldim, Annem ve halam, dedem ve babam için mezarlığa gitmişlerdi, Dönüşte böyle bir kaza olmuş.” Şeklinde üzüntülerini dile getirdi. Ramazan Kanayar ise yetim ve öksüz kaldıkları için çok üzüntülü olduklaırnı belirtti.

Polis ekipleri, kazaya karışan sürücü Murat Ağbaba'yı ifadesini almak üzere Zeytinburnu Merkez Efendi Polis Merkezi'ne götürdü. Kazayla ilgili soruşturma başlatıldı.
Kazada hayatını kaybeden dört çocuklu  Hacer Kanarya üç sene önce de eşini kaybetmişti.

Gürsel Tekin: “Bu bir kentsel dönüşüm değil, kentsel yıkımdır”


Cumhuriyet Halk Partisi(CHP) Genel Sekreteri Gürsel Tekin, kentsel dönüşüm sıkıntılarıyla gündeme gelen Kadıköy Fikirtepe'de vatandaşlarla bir araya geldi.  Kentsel dönüşümle beraber semtteki yaşam ve uyuşturucu sorunlarına dikkat çeken Tekin, çözüm için ivedikle çocuk esirgeme kurumu ve semtteki kamuya ait diğer yerlerin bu dönüşüme dâhil edilmesi gerektiğini belirtti.
 
Kentsel dönüşüm mağduru vatandaşların sorunlarını dinleyen Tekin, “Buradaki proje bir kentsel dönüşüm değil, hiç kusura bakmasınlar bir kentsel yıkımdır. Bu sorun biraz daha büyüyecektir. Buna engel olmak için bizim CHP olarak bir önerimiz var. İvedikle Çocuk Esirgeme Kurumu ve buradaki kamuya ait diğer yerleri bu dönüşüme dâhil edelim ve bu dönüşümü en pratik şekilde çözelim. Aksi takdirde burada binlerce insanın mağduriyeti büyüyecektir ve bu sorun çözülemeyecektir.” şeklinde konuştu.
 
Geçmişte Fikirtepe'nin bir köy yaşamı bulunduğunu söyleyen CHP'li Gürsel Tekin, semtteki huzurlu ve güvenli ortamı hatırlattı ve eskiden polise ihtiyacın çok istisna bir durum olduğunu ifade etti.
 
Bir vatandaşın imar planlarının uygulanması ile ilgili sorduğu soruyu Tekin, “Ben belediye başkan yardımcısıyken biz burası için üç emsal imar planı çıkardık. O imar planları o gün uygulamaya girmiş olsaydı hiçbir sorun olmazdı. Sayın Kadir Topbaş'a gittik, durumu aktardık; ancak ilçe belediyelerinin plan yapma yetkisi olmadığı için netice alamadık. Eğer plan yapma etkimiz olsaydı, Çocuk Esirgeme Kurumu'nu ve Devlet Malzeme Ofisi'ni buraya dâhil ederdik ve bu sorunlar çözülürdü.” şeklinde cevapladı.
 
 
“2011'den önce hepimizin refah seviyesi yüksekti”
 
Gürsel Tekin'den sonra Fikirtepe'deki kentsel dönüşüm hakkında konuşan Fikirtepe Dumlupınar Mahallesi Muhtarı Ahmet Gediz de semtlerinin geçmişte var olan huzurlu ve güvenli ortamın şu an bozulduğunu dile getirdi.  Gediz, Fikirtepe'deki çok kültürlü yapıya da değinerek, “Biz gecekonduyuz ama burada tapusu olmayan tek bir hane yok. Farklı memleketlerden gelmişsiz ama burada bir İstanbul kültürü oluşturmuşuz, hepimiz hemşeri olmuşuz. Eskiden hepimizin kapılar açık olurdu, geceleri çok rahat olurduk.” dedi.
 
Kentsel dönüşüm sonrası semtin mali durumu hakkında açıklamalarda bulun Gediz, iş yapacak müteahhitlerin önünün açılması gerektiğini kaydetti. Gediz, “2011'den sonra çoğumuzun refah seviyesi düştü. Burada bir müteahhidin batması demek tüm Fikirtepe'nin batması demek. İş yapacak müteahhitlerin önü açılsın, iş yapamayacak müteahhitlere dur denilsin. Burası kimsenin deneme tahtası değil.”diyerek sözlerini noktaladı.

Otobüslere mazot yerine bitkisel yağ iddiası





Arife günü Beykoz Kavacık’ta meydana gelen ve 4 kişinin feci bir şekilde ölümüne sebep olan otobüs kazası, daha önce pek çok kazaya sebep olan 10 numara yağı ve son dönemlerde özellikle kaçak olarak kullanılan bitkisel yağları  akıllara getirdi. Yakıt yerine kullanılması yasak olmasına karşın özellikle otobüslerde, TIR’larda ve kamyonlarda ucuz olmasından dolayı tercih ediliyor.

Konu ile ilgili açıklamalarda bulunan İstanbul Özel Halk otobüsleri şirketleri Basın Müşaviri Ercüment Coşkun savcılığın olayı şu an incelediğini ifade etti. Savcılığın, daha önce de yangına neden olan 10 numara yağ karıştırılmış yakıt kullanılıp kullanılmadığının belirlenmesi için yakıt tankından örnekler aldığı öğrenildi. Ayrıca, yanan otobüsün daha sonra mekanik ve elektrik incelemesine tabi tutulacağı belirtildi.

Yeni model otobüslerin hiç birinin motorunda yağ yakmadığını söyleyen  Coşkun, “Daha önceki dönemlerde araçlarda yağ kullanıldığı doğrudur. Kazayı geçiren araç  2013 model, Euro 5 motora sahip siz bu  motorlarda yağ koysanız da çalışmaz. Araçlarımız trafik ve İETT muayenesinden geçiyor.” dedi
  
4 kişiye mezar olan özel halk otobüsü 2013 model. İETT’nin belirlediği 15 yaş sınırının çok çok altında. İETT’nin özel halk otobüsleri üzerinde yönetim-yürütüm ve denetim yetkisi bulunuyor.