15 Aralık 2015 Salı

HER KÜÇÜK HANIM KENDİ ODASININ SULTANI

Saray şıklığını odasında görmek isteyen küçük hanımlar için Osmanlı asaletini günümüz detaylarıyla buluşturan Çilek, her evin kıymetlisi genç hanımları, Sultan serisi ile tarihi bir yolculuğa çıkarıyor.

Bebek, çocuk ve genç odası kategorisinde Türkiye’nin en beğenilen markası Çilek, çocukları ve gençleri hayallerindeki odalara kavuşturmaya devam ediyor. Tematik ürünleriyle, her zevke hitap eden Çilek, son olarak tasarladığı “Sultan” serisi ile genç kız odalarını saray dairesine dönüştürüyor.

Osmanlı figürleri Çilek’le yeniden hayat buldu
Osmanlı figürlerinin günümüz şıklığıyla buluştuğu Sultan serisi, kumaş kaplı detayları ve göz alıcı aksesuarlarıyla küçük hanımları kendine hayran bırakıyor. Kullanılan etnik desenler serinin ihtişamını daha da artırırken, yatak başındaki ve ayakucundaki kumaş kaplama detayları, hem çekmece hem de yatak olarak kullanılabilen alt karyolası, altın varaklı aynası ve kumaş kaplı takı çekmeceleri ile özel olarak tasarlanmış çamaşırlık ve heybetli bir görünüme sahip dolap, serinin öne çıkan modülleri arasında yerini alıyor.

Kendi hikayesinin sultanlarına
Osmanlı şıklığını modern çağın gereksinimleriyle bir araya getiren Çilek, kendi masalının kahmanı olmak isteyen genç hanımların hayallerini gerçeğe dönüştürüyor. Çilek, yüzyıllar öncesine ait motif ve detaylar içeren aksesuarlarla zenginleştirilmiş olan Sultan Serisi ile küçük hanımları adeta tarihsel bir yolculuğa çıkarıyor.

Darüşşafaka Robot Takımı’na bir ödül daha!




Darüşşafaka FRC Robot Takımı Sultans of Türkiye, Fikret Yüksel Vakfı’nın Ülker Sports Arena’da düzenlediği FRC Off- Season Türkiye’nin en prestijli ödülü Chairman’s Award’a layık görüldü. 1941 yılı Darüşşafaka mezunu Fikret Yüksel'in kurucusu olduğu vakfın girişimleriyle Türkiye'de ilk kez düzenlenen turnuvanın her aşamasında Darüşşafaka öğrencileri ve mezunları gönüllü destek verdi.

Sekiz yıl önce ABD’de düzenlenen FRC turnuvalarına katılan ilk Türk takımı olan 2905 numaralı Sultans of Türkiye, ülkemizde ilk kez düzenlenen FRC turnuvasında diğer takımlara örnek oldu ve FIRST ruhunu en iyi yansıtan takım seçildi. Oyunun teması “Aim High” için robotlarını farklı stratejilerle hazırlayan ekipler kıyasıya mücadele ederken birbirleriyle yardımlaşma olanağı da buldu.

Darüşşafaka'da robot kulübünün kurulmasına vesile olan ve o yıldan beri desteğini sürdüren, merhum Fikret Yüksel'in (DŞ'41) ABD'de kurduğu Fikret Yüksel Vakfı girişimiyle Türkiye'de ilk kez düzenlenen turnuvaya, 28 takım katıldı. Üç gün boyunca mücadele eden takımlar, heyecanlı ve keyifli anlar yaşadı. Bu turnuvayla birlikte birçok Türk takımı da FRC’nin heyecanını yaşayarak organizasyonun bir parçası oldu.

FRC organizasyonlarının Türkiye’de başlaması için çalışmalarını sürdüren Fikret Yüksel Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Susan Burchard açılış konuşmasında “Eğer bir şeyi gerçekten yapmak isterseniz, yapamazsın diyenlere kulak asmayın” diyerek gençlere Off-Season FRC Türkiye Turnuvası’nı örnek gösterdi. Susan Burchard’ın konuşmasının arkasından söz alan Darüşşafaka 2013 mezunu Beren Kayalı, Darüşşafaka Robot Kulübü’nde yer almanın kendisine neler kazandırdığını ve meslek seçimine robot kulübünün nasıl yön verdiğini belirterek turnuva katılımcılarını bilgilendirdi.

FRC (First Robotics Competition), FIRST (Foundation For Inspiration and Recognition of Science and Technology) bünyesinde doğmuş, gençler için oluşturulmuş uluslararası bir robot yarışmasıdır. Kâr amacı gütmeyen bir vakıf olan FIRST, gençlerin bilim ve teknolojiye ilgisini arttırmayı amaçlayan programlar sunuyor. Lise öğrencileri için uygulanan FRC’ye, 19 ülkeden 70 binin üzerinde öğrenci katılmış, Sultans of Türkiye’nin de içinde yer aldığı 2015 sezonuna sekiz Türk takımı başvurmuştu.

Fikret Yüksel Vakfı:
Darüşşafaka’dan 1941 yılında mezun olan Fikret Yüksel, İTÜ İnşaat Fakültesi’nde başladığı yüksek öğrenimini Darüşşafaka Cemiyeti’nin burs desteğiyle Harvard ve MIT’de (Massachusetts Institute of Technology) İnşaat, Zemin Mekaniği ve Yapı Mühendisliği alanlarında sürdürdü. 1974’te ABD’ye giden Yüksel, orada evlendi. ABD’de inşaat ve gayrimenkul geliştirme alanında başarılı bir iş hayatı olan Yüksel, 1998’de Fikret Yüksel Vakfı’nı kurdu. 2001 yılında vefat eden Fikret Yüksel’in kurduğu Vakıf, bugün Darüşşafaka’nın en önemli destekçileri arasında yer alıyor.

Fikret Yüksel Vakfı 2008 yılından bu yana ayrıca Darüşşafaka’daki robot çalışmalarını da destekliyor. Darüşşafaka’da bir robot kulübü kurulmasına ön ayak olan Fikret Yüksel Vakfı'nın desteğiyle Darüşşafaka öğrencileri, 2008-2009 eğitim-öğretim yılından bu yana, ABD’de Foundation for Inspiration and Recognition of Science and Technology (FIRST) tarafından düzenlenen robot yarışmalarına katılarak başarılar elde ediyor.

Darüşşafaka hakkında:

Türkiye’nin eğitim alanında ilk sivil toplum kuruluşu olan Darüşşafaka Cemiyeti, annesi veya babası hayatta olmayan, maddi olanakları yetersiz, yetenekli öğrencilere kaliteli eğitim olanağı tanıyarak, onların yaşamlarını değiştiriyor. 1863 yılından bu yana “eğitimde fırsat eşitliği” misyonuyla varlığını sürdüren Cemiyet, bugüne kadar binlerce çocuğun, Darüşşafaka Eğitim Kurumları’nda çağdaş koşullarda okumasını, yükseköğrenimleri esnasında da burs almalarını sağladı. Tarihi boyunca ülkenin gelişiminin bireylerin gelişmesine paralel olacağını özümseyerek, “eğitimle değişen yaşamlar” misyonunu benimseyen Cemiyet, 10 yaşında ailelerinden emanet aldığı çocukların; Atatürk ilkelerine bağlı, yaşam boyu öğrenen, araştıran, sorgulayan, çağdaş, özgüvenli ve topluma karşı sorumlu bireyler olarak yetişmesini sağlıyor. Bugün Türkiye’nin dört bir yanından sınavla seçilen 978 öğrenci, İstanbul Maslak’taki Darüşşafaka Eğitim Kurumları’nda, 9 yıl süreyle tam burslu ve yatılı okuyor. Yabancı dil ağırlıklı kaliteli bir eğitim sürecinden geçen öğrenciler, sosyal ve kültürel anlamda da tam donanımlı bireyler olarak yetişiyor.


11 Aralık 2015 Cuma

Almanya’da yılın kelimesi: MÜLTECİ





Almanya’da  2015 yılının kelimesi “Mülteci olarak belirlendi.  1971 yılından beri  yapılan oylamalarla sosyal, ekonomik, siyasi ve kültürel gibi alanlardan  belirlenen  Almanca’da yılın kelimesi , 2500 kişinin önerisiyle “Mülteci”seçildi. 

Jüri tarafından yapılan açıklamada, “Mülteci kelimesi sadece yılın konusunu taşıdığı için değil, kelimenin kökeni ve anlamı da bunda etkili oldu. Söz olarak da ilginç.” Ifadelerini kullandı.  Yılın kelimesi için Mülteci dışında ilk 10’a giren kavramlar ise,  Charlie Hebbo olayında slogan haline gelen “Je suis Charlie” ve Avrupa’daki ekonomik kriz başta olmak üzere  Angela Merkel’in diline plesenk olan “Wir schaffen das” tabirinin yanı sıra, sıralama şu şekilde oluştu.

1.Flüchtlinge
2. Je suis Charlie
3. Grexit
4. Selektorenliste
5. Mogel-Motor
6. durchwinken
7. Selfie-Stab
8. Schummel-WM
9. Flexitarier
10. Wir schaffen das!

7 Aralık 2015 Pazartesi

Sarıyer'de "Çocuk Hakları Festivali"



Sarıyer Belediye Meclisi’nin Aralık Ayı ilk oturumunu yöneten Fahrettin Aslan Ortaokulu Okul Meclisi Başkanı Sena Buse Ok, Meclis Başkan Yardımcısı Nazlıcan Dülger ve Meclis Üyesi Yunus Emre Kılınç, yaklaşan Çocuk Hakları Festivali’nin sesi oldular. 

Fahrettin Aslan Ortaokulu Sosyal Bilgiler öğretmeni Arife Toprak eşliğindeki öğrenciler, belediye meclis çalışmalarını yerinde incelemek, yerel yönetim çalışmalarını gözlemlemek için Yaşar Kemal Kültür Merkezi’ne gelerek, Cumhuriyet Halk Partisi ile Adalet ve Kalkınma Partisi’nin grup toplantılarını ziyaret edip incelemelerde bulundular. 20 Kasım 2014 de düzenlenen Çocuk Hakları Festivali dolayısıyla yetkililerden aldıkları söze istinaden Sarıyer Belediye Meclisi’nin Aralık Ayı ilk oturumunu yöneten öğrencilerin heyecanı görülmeye değerdi.

Başkan Genç: Çocuklar haklarını biliyor, önemli olan biz büyüklerin de bilmesi

Sarıyer ilçesinde çocuk haklarını koruyan ve savunan bir yaşam kültürünün oluşturulması ve yaygınlaştırılması amacıyla Sarıyer Belediyesi tarafından bu yıl ikincisinin düzenleneceği Çocuk Hakları Festivali kapsamında Meclis oturumunda bir konuşma yapan Sarıyer Belediye Başkanı Şükrü Genç, “Çocuklar haklarını biliyor, önemli olan biz büyüklerin de bilmesi” dedi. Fahrettin Aslan Ortaokulu Okul Meclisi üyelerinin ziyaretinden duyduğu mutluluğu ifade eden Başkan Genç sözlerini şöyle sürdürdü; “Eğitimin yaşı, başı ve sonu yok. Önemli olan ders alabilmek. Bizi ziyaret edip grupları teker teker ziyaret ederek meclisimizi yönettiğiniz için teşekkür ederim. Bizi çok mutlu ettiniz. Arkadaşlarınıza sevgilerimizi gönderiyoruz.” 

Festival başlıyor!

Her çocuğun tüm haklarının hayata geçtiği, barış içerisinde ve çocuk haklarına duyarlı ortamlarda yaşam sürmesi için Sarıyer Belediyesi tarafından başlatılan çalışmalar neticesinde 10-11-12 Aralık tarihlerinde "Çocuk Hakları Fetivali"  üç gün boyunca Yaşar Kemal Kültür Merkezi’nden tüm dünyaya seslenecek. Proje kapsamında çalışılmakta olan 9 pilot okul ve Sarıyer Belediyesi Gençlik ve Eğitim Merkezi’nden (SAGEM) yaklaşık 2500 çocuk ve öğretmenlerinin katılacağı festivalde, proje sürecinde çocuklar tarafından hak temelli yazılan, çizilen, resmedilen yani üretilen tüm projeler, yine çocuklar tarafından sahnelenecek ve sergilenecektir. Çocuklar ürettikleri eserleri üç gün boyunca diğer arkadaşları ve yetişkinlerle paylaşarak, seslerini ürettikleri çalışmalarla duyuracaklar.

28 Kasım 2015 Cumartesi

Casuslar Köprüsü: 2 Amerikalıyı verin, 1 Rusu alın

Ethen ve Joel Coen Kardeşler'in senaryosunu yazdığı Casuslar Köprüsü (Bridge of Spies) filmi gerçek bir hikayeden beyaz perdeye uyarlandı. Coen Kardeşler'in elinden ne çıkıyorsa heyecanlanıyor insan. Bu filmin senaryo açısından kusurlu olduğunu söyleyemeyiz.


Fakat yönetmen Steven Spielberg Amerikan milliyetçiliğini ön planda tutarak, objektifliği rafa kaldırıyor adeta.

Casuslar Köprüsü 1957 yılında ABD ile SSCB devletleri arasında devam eden Soğuk Savaş zamanında ABD ajanlarına esir düşmüş bir KGB ajanının (Rudolf Abel) gizemiyle başlıyor. Filmin başrol oyuncusu Tom Hanks de, Amerikan ulusunun güvenliğini her şeyden üstün gören insan hakları ve etik değerlerin  evrensel üstünlüğüne önem veren başarılı bir avukatı (James Donovan) canlandırıyor. Amerikan Anayasası'nın eşitlikçi yaklaşımını öne çıkarmak için Donovan, Abel'in avukatı olarak atanır ve idam kararı verilmesi beklenilen Rus Ajanı Abel'i 30 yıl hapis cezası ile ölümden kurtarır. Yargıç tarafından verilen karara Amerikan halkı tepki gösterir, hatta Rus ajanı kurtarıldığı için avukat Donovan'ın evine ateş edilir. Olay yerine gelen polis ekipleri de, Rus Ajanı Abel'i kurtardığını bildiği için Donovan'ı hainlikle suçlar ve ufak bir gerginlik olur.


Halkın düşman ilan ettiği Donovan ise tutsak olan Rus ajanını, SSCB'nin eline düşen CIA ajanı Powers ile takas yapılabileceğini öne sürer. (CIA Ajanı'nın Rusların eline düştüğü uçak sahnesi gerçekten izlenmeye değer. Burada Ruslar, Amerikan uçağını düşürüyor.) Nitekim işler tecrübeli avukatın düşündüğü gibi cereyan eder. Rus ajanı ile CIA ajanının takası işlemleri için Donovan kendini Berlin'de bulur. O esnada Almanya Demokratik Cumhuriyeti'nde yanlış zamanda doktorasını yapan Amerikalı öğrenci Pryor'un da hapiste olduğunu öğrenir. Bu yüzden Donovan, 1 Rus ajanına karşı 2 Amerikalı'nın teslim edilmesini ister. Uzun pazarlıklar sonucu bu isteği de yerine getirilir.

Filmin ikinci yarısında Berlin'e gelen avukat Donovan paltosunu çaldırıyor ve hemen hastalanmaya başlıyor. Oysa geldiği Newyork Brooklyn'de havalar güneşliydi. Filmde ayrıca SSCB, Almanya Demokratik Cumhuriyeti gibi ülkelerin hatta buna tabelalarda yazılan Friedirchstrasse, Zentralflughafen gibi kelimelerin uzunluğundan yakınan avukat Donovan USA'nın açılımını hesaba katmıyor nedense :) Filmindeki Almanca ve Rusça diyaloglar bağırma yoluyla yapılmış. Amerika'daki trenlerde ayakta ve oturan çok sayıda insanın elinde gazeteler varken, Almanya Demokratik Cumhuriyeti'nde bunu göremiyoruz. Avukat Berlin'deki bir restoranda zengin Amerikan kahvaltısı istiyorum diye ilginç bir imada bulunuyor... vb....

Özetlersek; film beklentilerden uzak. Spielberg gerçek yaşanmış hikayeyi inandırıcı olmaktan çıkartmış. 4 Oscar sahibi yönetmen objektiflikten uzak bir şekilde diğer filmlerinde olduğu gibi milliyetçilik duygularını yine bastıramamış. Fakat İkinci Dünya Savaşı yaralarının sarıldığı günlerde kendini Soğuk Savaş'ın ortasında bulan Tom Hanks işini sağlam yapmış. Hakeza sinematografisi, sanat yönetimi, kostümler ve ışık filme artı puanlar kazandırmış. Bence film bu dallardan bir kaç ay sonra Oscar'a aday olur ve kazanabilir de.

Son olarak, filme benim puanım 8/10.

















2 Eylül 2015 Çarşamba

CHP Kocaeli Milletvekili Tahsin Tarhan: “DEMOKRASİYE DARBE OLDU”


Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Kocaeli Milletvekili Tahsin Tarhan, partisinin Gölcük İlçe Başkanı İsmet İşeri ile birlikte önce ilçe başkanlığında haftalık olağan toplantıya katıldı. Ardından ise sırasıyla Gölcük Gümüşhaneliler Derneği’ni, Gölcük Erzurumlular Derneği’ni ve Muş Dağarası Köyü Derneği’ni ziyaret etti.
Gölcük ilçesinde hemşehri derneklerini ardı ardına ziyaret eden CHP Kocaeli Milletvekili Tahsin Tarhan, Adalet ve Kalkınma Partisi yöneticilerinin siyasi körlük içerisinde olduğunu kaydetti.

‘ÖNCE TÜRKİYE,SONRA CHP’DEDİK

Bir gün Gebze’de, bir gün İzmit’te çalışmalarını aralıksız bir şekilde sürdüren CHP Kocaeli Milletvekili Tahsin Tarhan bu kez de Gölcük İlçe Başkanı İsmet İşeri ve ilçe örgütü ile birlikte sahaya indi, ilçede bulunan hemşehri derneklerini ziyaret etti. Gölcük İlçe Başkanlığı’nda düzenlenen haftalık olağan toplantıda konuşan başkan İsmet İşeri, “AKP ülkemizi ne yazık ki sıkıntılı bir ortama sürüklemektedir. Partimiz ‘önce Türkiye, sonra CHP’ diyerek büyük bir özveride bulunmuştur” diyerek sözlerini tamamladı.

TAHSİN TARHAN BİZİ YALNIZ BIRAKMADI 

CHP’lilerin ilçe başkanlığındaki toplantının ardından ilk durağı ise Gölcük Gümüşhaneliler Derneği oldu. Ziyarette konuşan dernek başkanı Temel Şahin, “Kocaeli’de 33 derneği, 1 tane de vakfı olan önemli illerden bir tanesiyiz. Kocaeli Milletvekilimiz, hemşehrimiz Tahsin Tarhan bizleri hiçbir zaman yalnız bırakmadı. Hep yanımızda oldu. Nazik ziyaretinden ötürü teşekkür ediyor, bundan sonraki çalışmalarında başarılar diliyoruz” diyerek sözlerini tamamladı. Tarhan ve İşeri’nin Gümüşhaneliler Derneği’nin ardından sonraki ziyaretleri ise Erzurumlular ve Muş Dağarası Köyü Derneği’ne oldu.

DEMOKRASİYE DARBE VURULDU 

Ziyaretlerde yurttaşlardan gelen soruları yanıtlayan CHP Kocaeli Milletvekili Tahsin Tarhan ise, “öncelikle şunu belirtmek isterim ki, Gölcük’e siyasi propaganda yapmaya değil, sizlerle selam alıp vermeye geldim. Kısa bir süre önce genel merkez görevi gereği Sivas ve Bayburt’taydım. Seçim güvenliği ülkemizde çok ciddi bir şekilde tehdit altındadır. Malum zihniyet ısrarla anayasal suç işlemektedir. Genel başkanımıza koalisyon kurma görevinin verilmemesi demokrasiye darbedir. Türkiye demokrasisi malum kişinin vesayeti altındadır. AKP’liler ise buna rağmen siyasi körlük içerisindedir. Ülke yönetilemez hale gelmiştir. Bu seçim demokratik bir seçim değildir” diyerek sözlerini tamamladı.

Yeni yönetmelik asansör kazalarını en aza indirecek

ThyssenKrupp Asansör Türkiye Genel Müdürü Turgay Şarlı, Asansör İşletme, Bakım ve Periyodik Kontrol Yönetmeliği’nin yürürlüğe girmesinin sektör adına büyük bir gelişme olduğunu belirtti. Şarlı, yönetmeliğin kazalarının azaltılmasında önemli rol oynayacağına dikkat çekerek, asansörlerin periyodik kontroller sonucu renkli etiketlerle sınıflandırılacağını söyledi. Turgay Şarlı, yönetmelikle birlikte asansör bakımlarına ilişkin bina yetkililerine önemli sorumluluklar getirildiğini de söyledi.

ThyssenKrupp Asansör Türkiye Genel Müdürü Turgay Şarlı, Asansör İşletme, Bakım ve Periyodik Kontrol Yönetmeliği’nin kazaların azaltılmasında çok önemli rol oynayacağına dikkat çekti. Şarlı, kamuoyunda Asansör Yönetmeliği olarak bilinen ve önceki ay Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren yönetmeliğin, asansörlerin bakım ve denetimlerine ilişkin devrim niteliğinde yenilikler getirdiğini belirtti.

Periyodik kontrol sonuçlarına bağlı olarak, dört farklı renkteki etiketten birinin asansöre iliştirildiğini söyleyen Şarlı, “Yeşil kusursuz, mavi hafif kusurlu, sarı kusurlu ve kırmızı güvensiz asansör şeklinde değerlendiriliyor. Türkiye’deki 200 bini lisanssız 430 bin asansörün üçte birinin kırmızı etikete sahip olması, güvenliğe ilişkin önemli soru işaretlerini de beraberinde getiriyor. Yönetmelik, bina sorumlularının güvensiz olarak tanımlanan bu asansörlerin kullanılmasına izin veremeyeceğini ve bir ay içinde güvenli hale getirilmesinin zorunlu olduğunu belirtiyor” dedi.

Avrupa’da asansör güvenliği konusunda önemli adımlar atıldığına dikkat çeken Turgay Şarlı, “Ülkemizde yeni yönetmelikle yıllık olarak belirlenen bakım periyodu, bazı Avrupa ülkelerinde aylık olarak bile yapılabiliyor. Bakımların düzenli gerçekleşecek olması üreticiler açısından da kontrolü kolaylaştıracak. Yeni yönetmeliği sektörümüzü daha ileri taşıyacak önemli bir hamle olarak değerlendiriyoruz” diye konuştu.

Bina sorumluları için 4 adımda asansör güvenliği testi:

  • Kapı açıkken, fotoselin çalışıp çalışmadığını elinizle test edin.

  • Basınç kontağını test edin. Bunun için kapı kapanırken, ayakucunuzla kapının kapanmasını hafifçe engelleyip, tekrar açılıp açılmadığını kontrol edin.

  • Sesli iletişim için interkom ve alarm sistemini kabin içinde kontrol edin.

  • Kabin içindeyken, kapıyı açmaya çalışarak açılıp açılmadığını test edin. Eğer açılıyorsa asansörün durması gerekir.

 
Asansör teknolojisi iş alanı, ThyssenKrupp Group’un yolcu taşımacılığı sistemlerindeki aktivitelerini bir araya getiriyor. ThyssenKrupp Elevator, 6,4 milyar Euro’luk satışları ve 150 ülkedeki müşterileri ile dünyanın önde gelen asansör şirketleri arasında yer almaktadır. 50 bini aşkın çalışanı bulunan şirket, müşterilerinin taleplerini karşılamak üzere yenilikçi ve enerji tasarruflu ürünler tasarlayıp sunmaktadır. Ürün portföyünde yolcu ve yük asansörleri, yürüyen merdiven ve bantlar, yolcu biniş köprüleri, merdiven ve platform lift’lerinin yanı sıra tüm ürünlerin isteğe göre özelleştirilebildiği servis çözümleri yer almaktadır. Tüm dünyada 900’den fazla noktada hizmet sunan şirket, bu sayede hem satış hem de satış sonrası hizmetler kapsamında müşterilerine her zaman yakın olmayı garanti etmektedir.
 
 
İletişim:
 
Özcan Altunkaya / Contactplus
Telefon: +90 212 229 76 26
Figen Dumlu / ThyssenKrupp
Telefon: +90 216 571 37 25
Mobil: +90 539 664 95 56
 
Elena Mozo / ThyssenKrupp
Telefon: +34 91 202 80 41 / +34 91 202 80 13
Mobil: +34 682 38 67 89
 

Sağlıklı Beslenme Çantası


 
Okulların açılmasına az zaman kaldığı bu dönemde, çoğu ailenin kafasında tatil boyunca beslenme düzeninin oturduğu çocuklarında, okul açılınca bu düzenin bozulacağı korkusu var. Ancak Diyetisyen Emre Uzun’nun uygun beslenme çantası önerileri ile çocukların beslenme düzenini korumak mümkün.

 
Çocuklarda beslenme alışkanlıkları okul çağında başlıyor ve hayatları boyunca bu alışkanlıkların etkileri devam ediyor. Yetişkinlerde de çocuklarda da kahvaltının önemi çok büyük. Kahvaltı 8-12 saatlik uyku sonrası uzun açlıktan sonra gelen ilk öğündür. İyi yapılan bir kahvaltı beyin fonksiyonlarının daha iyi çalışmasını sağlar.

Yumurta vücut için gerekli olan temel proteinleri içeren bir besindir. Çocukların her gün kahvaltıda 1 adet haşlanmış yumurta veya az yağlı omletler tüketmesi protein gereksinimini karşılamasına yardımcı olacaktır. Yumurtanın yanı sıra peynir ve süt de protein ihtiyacına; ekmek, meyve ve az şekerli mısır gevrekleri de karbonhidrat; zeytin, badem, ceviz gibi yağlı tohumlar da yağ gereksinimine katkıda bulunacaktır.

Sağlıklı beslenme çantası neler içermeli ?

Çocukların beslenme çantaları yerine okuldaki bol yağlı ve mayonezli sandviçleri ve ya abur cuburları tercih etmemeleri için onların ilgisini çekici bir beslenme çantası hazırlamak çok önemlidir.

Çocuklar börek poğaça tarzı kolay tüketilebilen hamurlu besinleri çok severler. Evde yaptığınız az yağlı poğaçaların ve böreklerin içine tabakta tüketmeyi sevmedikleri sebzeleri koyarak zenginleştirebilirsiniz. Yanında koyacağınız küçük bir kase yoğurt ile sevdiği bir meyve veya az şekerli meyve kompostosu çocuğunuzun iştahını açacaktır.

Tam tahıllı ekmek ile hazırlanmış peynirli tost, kendi doğradığınız meyveler ile hazırladığınızı meyveli yoğurt yanında yağlı tohumlar(badem, ceviz, fındık) da çocuklar için iştah açıcı bir menü olabilir. Yağlı tohumlar B grubu vitaminleri, mineraller, yağ ve proteinden zengin olan besinlerdir. Aynı zamanda yüksek müktarda enerji verirler. İçerdikleri yağ tekli ve çoklu doymamış yağ formunda olduğu için yararlı etkileri vardır. Eğer çocuğunuz yumurta tüketmesini sevmiyor ise tostun içine az yağda yapılmış omlet de koyabilirsiniz.

Tam tahıllı ekmek ile hazırlayacağınız tavuklu veya ton balıklı, bol yeşillik ve domatesli sandviçin yanında ayran ile kuru meyveden oluşan bir menü hazırlayabilirsiniz. Ayran yanındaki besinlerle beraber uyku etkisi yapmayacaktır. Ayran yerine sütlü tatlılar da tercih edilebilir. Çocuklar şekerli besinleri tüketmeyi çok severler. Onların kantinlerdeki gofret ve çikolatalara yönelmelerini engellemek için puding veya sütlaç gibi sütlü tatlılarla da beslenme çantalarını renklendirebilirsiniz. Evde kendiniz yaptığınız fındıklı, cevizli kekler ve kurabiyeler de beslenme çantasına eklenebilir.

Örnek beslenme çantası
2-3 dilim sebzeli börek, 1 kase yoğurt,kuru meyve
Peynirli tost, meyveli yoğurt, 1 avuç fındık veya badem
Ton balıklı yeşillikli sandviç, ayran, kuru meyve
2-3 adet kıymalı ev poğaçası, meyve, sütlü tatlı
Tavuklu sandviç, ayran, cevizli ev keki

Diyetisyen Emre Uzun Hakkında:
2009 yılında Gazi üniversitesi Beslenme ve Diyetetik bölümünde lisans eğitimine başladı. Lisans eğitiminin 2. yılında Anadolu Üniversitesi Sağlık kurumları işletmeciliği eğitimine başladı. 2013 yılında üstün başarı ile mezun oldu. Aynı yıl olan 2013 yılında Gazi Üniversitesi sağlık bilimleri enstitüsinde Beslenme ve Diyetetik ana bilim dalında yüksek lisans eğitimine başladı.

Pire ve kenelere son

 
 Sanofi Grubu şirketlerinden biri olan Merial, hayvan severleri mutlu edecek bir gelişmeye imza attı. Hayvan sağlığı alanında öncü ürünleri ile dünya lideri olan Merial, hayvan sahiplerine pire, bit ve keneler hakkında bilgi vermek, bunlarla mücadele yollarını göstermek, pire, bit ve kenelerin çoğalmasını önlemek ve korunma yollarını anlatmak amacıylaPire ve Kenelere Son” adını taşıyan internet sitesini hayata geçirdi.
 
Halk sağlığını doğrudan ilgilendiren hayvan sağlığı alanında ürünler geliştirip hizmet sunan Merial, hayvan ve insan sağlığını tehdit eden pire ve kenelere karşı mücadele için hazırladığı web sitesini hayata geçirdi. Türkiye’de 2014 yılından bu yana faaliyette bulunan Merial, pire ve kenelerin bulaştırdıkları ciddi hastalıkları önlemek için hazırladığı “Pire ve Kenelere Son” adını taşıyan internet sitesi ile hayvan severlerin bir sorununa daha çare bulmayı hedefliyor.

Günümüzde her 5 kediden 1’i ve her 10 köpekten 1’i pire sorunu yaşıyor. Üstelik pire ve keneler sadece hayvanlara zarar vermekle kalmıyor, evcil hayvanların yanında evleri de istila ederek insan sağlığını tehdit ediyor. Bununla mücadele için hayvan severlerin çok daha fazla bilinçli olması gerekiyor. Bu amaçla kurulan “ adresli web sitesi, Merial’ın halk sağlığını da doğrudan ilgilendiren hayvan sağlığı alanındaki çalışmalarının bir yansıması olarak karşımıza çıkıyor.

Web sitesinde pire, bit ve keneler hakkında önemli istatistiki bilgileri de içeren geniş kapsamlı bir içerik yer alıyor. Ayrıca pire, bit ve keneleri önleme, bunlardan korunma ve kurtulma yolları da detaylı bir şekilde anlatılıyor. Web sitesine giren hayvan severler ne tür bir tehlikeyle karşı karşıya olduklarını verilen içerikle kapsamlı bir şekilde öğrenebiliyor. Tabii sadece bunu öğrenmekle sınırlı kalmayıp en doğru ve etkili korunma yöntemlerini de inceleyebiliyorlar.

En iyi dostlarımızdan biri olan evcil hayvanlarımız nereye giderse binlerce pire, kene ve bit de onları takip ediyor. Bu, onlar için oldukça can sıkıcı bir durum olurken aynı zamanda insan sağlığını da tehdit ediyor. Pireler bıraktıkları yumurta ve larvalarıyla, evimizdeki kanepe, halı ve koltukları istila ediyorlar. Keneler de yine aynı şekilde evcil hayvanlarımız yolu ile evimize, bahçemize yerleşip çocuklarımıza ve bizlere hastalık bulaştırabiliyorlar.
Merial’ın hazırladığı bu bilgilendirici ve çözüm üreten internet sitesini ziyaret ederek evcil hayvanlarınızı, kendinizi, çocuklarınızı ve evinizi pire, bit ve kenelerden nasıl koruyacağınızı öğrenebilirsiniz.
 
 

Sanofi Hakkında
Dünyanın önde gelen ilaç şirketleri arasında yer alan Sanofi, hastaların ihtiyaçları doğrultusunda tedavi çözümleri keşfeder, geliştirir ve hizmete sunar. Sanofi dünya çapında sağlık alanındaki yedi güç kaynağı şunlardır: Diyabet çözümleri, aşılar, yenilikçi ilaçlar, sık rastlanmayan rahatsızlıklar, tüketici ürünleri, gelişen pazarlar ve hayvan sağlığı. Sanofi, Paris (EURONEXT: SAN) ve New York (NYSE: SNY) borsalarında işlem görmektedir.
 
 

Bir Sanofi Şirketi Merial Hakkında
Dünya çapında hayvan sağlığının iyileştirilmesi için ürünler geliştiren Merial, halk sağlığını da doğrudan ilgilendiren hayvan sağlığı alanında ürünler geliştirip hizmet vermektedir. Merial, çok çeşitli hayvan türlerinin sağlık ve performansını geliştirmek için kapsamlı bir ürün skalası sunan, dünya lideri ve inovasyon odaklı bir hayvan sağlığı şirketidir. Merial, yaklaşık 6.000 çalışanıyla dünya çapında 150’den fazla ülkede, 17 üretim tesisi ve 13 Ar-Ge merkeziyle faaliyet göstermektedir ve 2014 yılında Türkiye’de faaliyetlerine başlamıştır.

Prof. Dr. Gaye Usluer adaylık başvurusunu yaptı

CHP PM üyesi ve Eskişehir milletvekili Prof.Dr. Gaye Usluer, CHP Genel Merkezine giderek 1 Kasım'da yapılacak seçimler için adaylık başvurusunda bulundu. Başvurusu sırasında açıklamalarda bulunan Usluer, çok anlamlı bir günde adaylık başvurusunda bulunduğunu belirterek 2 Eylül'ün milli mücadelenin merkezinde bulunan Eskişehir'in kurtuluş günü olduğunu, 1 Kasım'ın ise Türkiye'nin AKP'den kurtuluş günü olacağını vurguladı. Eskişehir'in kurtuluşunun 93. yıl dönümünü kutlayan Usluer, Kurtuluş savaşının önderi Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşlarını saygı, minnet ve rahmetle andığını ifade etti. 

3 Mayıs 2015 Pazar

‘Gülmeye gerçekten ihtiyacımız var’

Geçen hafta gösterime giren ‘Öğrenci İşleri’, ‘küfürsüz komedi’ yapılabileceğinin nitelikli bir örneği. Küfürsüz komedi kültürünü geliştirmek istediklerini anlatan filmin yapımcısı Yusuf Kulaksız, “Ailecek izlenebilecek bir film yaptık. Gülmeye gerçekten ihtiyacımız var.” diyor.

İlköğretim ve liselerin yanı sıra üniversitelerin de sınav sezonuna girdiği bu günlerde, sınav stresiyle baş edemeyen öğrencilere ‘ilaç’ gibi gelecek bir film gösterime girdi. Murat Akkoyunlu, Fırat Tanış, Yeliz Şar ile Deniz Celiloğlu’ndan oluşan oyuncu kadrosuyla dikkat çeken ‘Öğrenci İşleri’, her şeyden önce ‘küfürsüz komedi’ yapılabileceğinin nitelikli bir örneği.

Küfürsüz komedi kültürünü geliştirmek istediklerini anlatan yapımcı Yusuf Kulaksız, “Biz bir sınıf, bir sınav ve öğretmenler üzerinden bir Türkiye fotoğrafını yansıtmak istedik. Ülkemizde öğrenciler yoğun bir sınav stresi yaşıyor. Bunlara kısa bir mola verdirmek Türkiye’nin son zamanlarda yaşadığı bir gündem bombardımanında, seçim sürecinde, her gün yeni bir şeyle uyanıyoruz hayata. Bu yaşadıkları ağır gündeme kısa bir mola verdirmek asıl hedefimizdi. Küfürlerden yoksun, ailecek izlenebilecek bir film yaptık. Gülmeye gerçekten ihtiyacımız var.” diyor.


ÖĞRENCİLER DE STRESLİ, AİLELER DE

Talip Karamahmutoğlu’nun yönettiği Öğrenci İşleri, öğrenciler kadar ailelerin de izleyebileceği bir yapım. Yusuf Kulaksız, “Türkiye’de 10 milyon öğrenci çeşitli sınavlara girip çıkıyor. Üniversite sınavlarına giriyor, TEOG sınavlarına giriyor. Bunların aileleri de sürekli stresli bir yaşamın içerisindeler. Mesela şimdi TEOG sınavı var. Biz de bir sınav komedisi düşündük. Hayat bir sınav aslında, bu da işin metaforik yani. Komedi önemli bir dil ve biz bunu değerlendirmek istedik.” şeklinde konuştu.


Alışılmış örneklerden farklı olarak, küfürsüz komedi yapmanın zorluklarna değinen Kulaksız, “Bizim ilk filmimiz Eşrefpaşalılar’da da tek bir küfür tek bir cinsellik sahnesi olmadan bir film yapmıştık ve yaklaşık 900 bin kişi izlemişti. Bu filmden sonra küfürsüz komedinin birçok örneği çıktı ortaya. Öğrenci İşleri filminde de zor olanı denedik. Küfürsüz komedilerin filmlerinin de yapılabileceğini gösterdik.” ifadelerini kullandı.
    Son yıllarda Türkiye’de Türk filmlerini izleyen seyirci sayısının yabancı film izleyicisini geçtiğini hatırlatan Kulaksız’ın son dönemdeki seyirci taleplerine yaklaşımı ise şöyle: “Son 6 yıldır seyircinin yerli filmlere ilgisi sürekli olarak artıyor. Bazı dönemlerde Türk filmlerini izleyen kişi sayısı yabancı filmlerini izleyen kişi sayısını geçti. İnsanlar kendilerini görmek istiyor.  İnsanların kendini filmlerde bulması çok önemli, çünkü o filmlerdeki bir hikâyeyle bir konuyla  bütünleşiyor. Türk sinemasının 100. yılı bu sene bu yüzden filmimizde Yeşilçam’a göndermeler de var.”

Kısmet’in işi zor 

Talip Karamahmutoğlu’nun yönettiği, Murat Akkoyunlu, Fırat Tanış, Yeliz Şar ve Deniz Celiloğlu gibi oyuncuların yer aldığı Öğrenci İşleri, biri dershane işletmecisi diğeri müteahhit iki kardeş üzerinden Türkiye’nin eğitim sistemine dair eğlendirici bir hikâye anlatıyor. Babadan kalma bir dershaneyi zorlukla işleten Kısmet, müteahhit kardeşi İsmet’in dershanenin arsasını kendisine satması teklifini hep reddeder. Fakat bir süre sonra Kısmet’in dershanedeki işleri yolunda gitmez ve iflasın eşiğine gelir. Bunun üzerine iki kardeş bir anlaşma yapar. İkisi de birer üniversite hazırlık sınıfı açacak, en çok öğrenciye üniversiteyi kazandıranın istediği olacaktır.