15 Haziran 2009 Pazartesi

Fikri Haklar Ders Notları

FİKRİ HAKLAR

Eser Grupları

1-İlim ve Edebiyat Eserleri: Herhangi bir şekilde dil ve yazı ile ifade olunan eserler, bilgisayar programları, estetik unsur içermeyen teknik ve ilmi nitelikteki tüm fotoğraflar, haritalar, mimarlık, şehircilik, endüstri, çevre ve sahne tasarım ve projeleri, plan, proje, kroki ve maket ve resimleri, coğrafya ve topografya maketleri yanı sıra her çeşit raks ve yazılı kareografik eserler, pantomim ve benzeri sözsüz sahne eserleri bu kategori altında toplanmıştır.

2-Musiki Eserleri:
3-Güzel Sanat Eserleri:
4-Sinema eserleri:
5-İşlenmeler ve Derlenmeler: Eser niteliğinde olma koşulları aranmadan haksız rekabete ve kişilik haklarına göre korunan yaratımlardır. Diğer bir eserden istifade suretiyle vücuda getirilip de bu esere nispetle müstakil olmayan ve aşağıda başlıcaları yazılı fikir ve sanat mahsulleri işlenmedir:

1. Tercümeler;
2. Roman, hikaye, şiir ve tiyatro piyesi gibi eserlerden birinin bu sayılan nevilerden bir başkasına çevrilmesi;
3. Musiki, güzel sanatlar, ilim ve edebiyat eserlerinin filim haline sokul- ması veya filime alınmaya ve radyo ve televizyon ile yayıma müsait bir şekle sokulması;
4. Musiki aranjman ve tertipleri;
5. Güzel sanat eserlerinin bir şekilden diğer şekillere sokulması;
6. Bir eser sahibinin bütün veya aynı cinsten olan eserlerinin külliyat haline konulması;
7. Belli bir maksada göre ve hususi bir plan dahilinde seçme ve toplama eserler tertibi;
8. Henüz yayımlanmamış olan bir eserin ilmi araştırma ve çalışma neticesinde yayımlanmaya elverişli hale getirilmesi.
9. Başkasına ait bir eserin izah veya şerhi yahut kısaltılması.
10. Bir bilgisayar programının uyarlanması, düzenlenmesi veya herhangi bir değişim yapılması;
11. Belli bir maksada göre ve hususi bir plan dahilinde verilerin ve materyallerin seçilip derlenmesi sonucu ortaya çıkan veri tabanları (Ancak, burada sağlanan koruma, veri tabanı içinde bulunan verilere materyalin korunması için genişletilemez). İşliyenin hususiyetini taşıyan işlenmeler, bu kanuna göre eser sayılır.


Eser Sahibinin Mali ve Manevi Hakları

Fikri hak, fikir ve sanat eserleri üzerinde eser sahibi ile bağlantılı hak sahiplerine tanınmış olan mali ve manevi haklardır.

Mali Haklar: Eser sahibinin eser üzerindeki mali ve ekonomik haklarını ifade eder. Mali hakları ihlal eden bir unsur manevi hakları da ihlal edebileceği gibi, tersi de söz konusu olabilir. Mali haklar eser sahibini ve bağlantılı hak sahiplerini ilgilendiren haklardır.

1-İşleme hakkı
2-Çoğaltma hakkı
3-Yayma hakkı
4-Temsil hakkı
5-Kitle iletişim araçları ile umuma iletim hakkı
6-Pay takip hakkı

Manevi Haklar: Eseri ekonomik açıdan değerlendirmeye yönelik olmayan haklardır. Bu hakların ihlali aynı zamanda mali zararlara da yol açabilir. Manevi haklar sadece eser sahibine ait olan haklardır.

1-Eser vücuda getirenin eserini kamuya sunup sunmama hakkı
2-Eser vücuda getirenin eserinde kendi adını belirtip belirtmeme hakkı
3-Eserde değişiklik yapılmasını yasaklama hakkı. (Devredilemez)
4-Eser sahibinin, eserin üzerinde cisimlendiği malın zilyet ve malikine karşı hakları

Manevi ve Mali Haklar Arasındaki Benzerlik ve Farklar

-Her iki grupta yer alan haklar da sınırlı sayma yöntemi ile belirlenmiştir.

-Mali haklar; eseri yaratan veya mirasçıları tarafından, üçüncü kişilere süre, yer ve içerik bakımından sınırlandırılmış veya sınırlandırılmamış olarak, bir bedel mukabili veya bedelsiz şekilde devredilebilir, bunlarla ilgili yalnızca yararlanma yetkisi (basit ruhsat) veya tam olarak kullanım (tam ruhsat) verilebilir. Manevi hakların kendisi ise eseri yaratan tarafından devredilemez ancak, üçüncü şahıslara bunları kullanma yetkisi verilebilir.

-Mali haklar miras yolu ile intikal edebilirler. Manevi haklar ise miras yolu ile intikal etmezler. Yukarıda açıklandığı üzere eser sahibi, eserinin umuma arz edilip edilmemesine, yayınlanma zaman ve şekline, eserin kendi adı veya takma bir ad altında yahut adsız olarak kamuya sunulmasına karar verme yetkilerinin kullanılış tarzını sağlığında tespit etmemiş veya bu hususları bir başkasına bırakmamış ise belirtilen manevi hakların ölümünden sonra kullanımı sırasıyla sağ kalan eşi ile çocuklarına, mirasçılarına, ana-babasına ve nihayet kardeşlerine aittir.


Manevi Haklar

1. Umuma arz eser sahibinin inisiyatifindedir.
2. Doktora tezlerinin sınırlı sayıda basılıp savunma amacıyla jüriye verilmesi umuma arz değildir. Diğer taraftan bir eserin alenileşmesi için yayınlanması da gerekmez. TV yayını da alenileşme sayılır.
3. Eserin umuma tanıtılması eser sahibinin hakkıdır.
4. Hakların devredilmesi ile ilgili olan sözleşmeler mutlaka yazılı olmalıdır.
5. Eser sahibinin, eseri, kendi adıyla ya da adsız olarak umuma açıklaması yetkisi vardır.
6. Eser sahibinin, eseri bozma, yok etme, haklarına zarar vermeyi menetme hakları vardır ve bu haklar devredilmez.


Fikri Mülkiyet Türleri ve Fikri ve Sınai Hakların Farklılıkları

Fikri mülkiyet alanında da, ayni haklarda olduğu gibi sınırlı sayıda olma (numerus clausus) ilkesi geçerlidir. Yasalarda öngörülmüş olan fikri mülkiyet hakları dışında yeni bir tür yaratmak ve koruma talep etmek mümkün değildir. Fikri mülkiyet haklarının iki ana türü vardır: sınai haklar ve fikri haklar.

Sınai Haklar: Sanayi, ticaret ve endüstride kullanılmak üzere, fikri çaba sonucunda yaratılmış olan ürünler üzerindeki haklardır. Burada hak sahibinin amacı, sanayi, ticaret ve endüstride kullanılmak üzere, yaratıcı çabasını ortaya koymaktır.
Sınai haklardan farklı olarak fikri haklarda, eser sahibinin yarattığı eser üzerindeki haklar söz konusudur. Yaratılan bu eserin sınai haklarda olduğu gibi, sanayide, ticarette, endüstride kullanılması gibi bir amaç yoktur. Fikri haklarda eserin hangi amaç için yaratıldığı önem taşımaz.

Fikri hak, kişinin düşünce ve sanat becerisine dayanan yaratımları üzerindeki haktır. Burada kişinin yarattığı eser korunmaktadır. Fikri hak, kişinin fikir ve sanat eserleri üzerindeki hakkıdır.

FSEK. tarafından verilen tanıma göre bir fikir ve sanat eserinin sahibi onu vücuda getirendir. Bir eserin sahibi sayılabilmek veya o eser üzerinde, onu yaratanın haklarının doğumu için bir hukuki işleme, eserin herhangi bir makama sunulmasına, resmi bir mercide kayıt veya tesciline ya da herhangi bir berat veya lisans alınmasına gerek yoktur. Bu duruma ‘Yaratma Gerçeği İlkesi’ denir. Bu ilke uyarınca eser vücuda getirildiği anda doğmuş ve eser vasfını kazanmıştır. Bunun için kimsenin onayına ihtiyaç yoktur.

Her iki hak tanımında da esas olan, bir yeniliğin olmasıdır. Yeni bir şey yaratılmalıdır. (Yenilik Unsuru)

Patentler: Patent Sistemi, bir teşvik aracıdır. Bu sistem, buluş yapanlara buluş yapmayı, iş adamlarına bu buluş konusunda yatırım yapmayı ve buluşla ilgili bilgi vermeyi teşvik eder. Patentler, tüm sanayi/tarım dallarında teknolojik ilerleme getirecek araştırma ve geliştirme faaliyetinin oluşmasını teşvik eder. Patentler teknoloji transferinin esas araçlarındandır. Sanayiye uygulanacak teknik bilginin depolanma aracı olarak, teknik bilginin yayılmasında birinci derecede rol oynayan etkenlerdendir. Patent teşvik sistemi bu şekilde endüstri faaliyetinin genişletilmesinde etkin bir rol oynar. 551 sayılı KHK, tekniğin bilinen durumunu aşan ve sanayide uygulanabilir olan buluşların patent verilerek korunmasını öngörmüştür. Bu niteliklere sahip bir buluşun patentlenmesini talep hakkı buluş sahibi ya da onun haleflerine aittir. Bunlar, TC sınırları içinde yerleşim yeri olan gerçek veya tüzel kişiler; Paris antlaşması dahilindeki başvuru sahipleri ya da karşılıklı olma koşuluyla yabancı kişilerdir.

Marka ve patentler hakları bakımından korunmaları için tescile tabii iken diğer fikri mülkiyet hakları tescil gerektirmez. Markalarda rüçhan hakkı (sahibinin önceliği) vardır.

Patentler için koruma süresi 1 kereye mahsus olmak üzere 20 yıldır.

Endüstriyel Tasarımlar: Tasarım, bir ürünün tümü ya da bir parçası ya da üzerindeki süslemenin, çizgi, şekil, biçim, renk, doku, malzeme ya da esneklik gibi insan duyuları ile algılanan çeşitli unsur ya da özelliklerinin oluşturduğu bütünü, ifade etmektedir. Tasarım ifadesinde geçen ürün, endüstriyel yolla ya da elle üretilen herhangi bir nesnenin yanı sıra bileşik bir sistem ya da bunu oluşturan parçaları; setler, takımlar, ambalajlar gibi nesneleri; birden çok nesnenin ya da sunuşun bir arada algılanabilen bileşimlerini; grafik semboller ve tipografik karakterleri ifade etmektedir.
554 sayılı KHK, bir tasarımın “endüstriyel tasarım belgesi” verilerek korunabilmesi için “yeni ve ayırt edici niteliğe” sahip olması koşulunu getirmiştir.

Endüstriyel tasarımların korunma süresi 5 yıldır ve bu koruma süresi en fazla 25 yıla uzatılabilir.

Markalar: Benzer ürünleri ya da hizmetleri başkalarının ürünleri ya da hizmetlerinden ayırt etmek üzere ürün ya da ambalajı üzerine konulan ya da belirli bir hizmetin sunulması sırasında kullanılan tanıtıcı işaret, marka olarak tanımlanmaktadır.

Ticaret Markası: Ürün ya da ambalajı üzerinde kullanılan markalara Ticaret Markası denilmektedir. Örneğin, buzdolabı, sabun, dolma kalem, otomobil, gazete, bilgisayar gibi çeşitli sanayi ürünlerinin ve ambalajlarının üzerinde kullanılan tanıtıcı işaret, Ticaret Markası'dır.
Hizmet Markası: Belirli bir hizmetin sunulması amacıyla kullanılan markalara da Hizmet Markası denilmektedir. Bankacılık, sigortacılık, reklamcılık, seyahat acentası işletmeciliği gibi, bir ürünün satışı yerine, bir hizmeti sunanlar tarafından kullanılan işaretler ise Hizmet Markası'dır.

Markanın tescilinde, başvurunun hangi mal veya hizmet sınıfı için yapıldığı ve bu anlamda olmak üzere, Türkiye’nin de taraf olduğu “mal ve hizmetlerin Sınıflandırılmasına İlişkin Nis Anlaşması” önem taşımaktadır.

Markaların korunma süresi 10 yıldır. Bu süre öncelik marka sahibinde olmak üzere sonsuza kadar uzatılabilir.


Yayın Sözleşmesi

Bu sözleşmeyle, bir fikir ve sanat eseri sahibi, eserin çoğaltılıp yayma hakkını yayınlayana (naşire) devretmeyi, yayınlayan kişi de bu eseri kamuoyunda yaymayı üstlenmektedir. Eser sahibi, mali haklarını kural olarak ücret karşılığında yayınlayana devreder. Ancak bu emredici bir kural değildir. Taraflar sözleşmede bunun aksini kararlaştırabilirler.
Yayın sözleşmesi, eser sahibinin mali haklarından sadece çoğaltma ve yayma hakkıyla ilgili bir sözleşmedir. Bu sözleşme ancak eser sahipliğinden doğan mali haklar için söz konusu olabilir. Manevi hakların yayın sözleşmesine konu olması düşünülemez. Zira, manevi hakların başkasına devredilmesi mümkün değildir.

Hüküm ve Sonuçları

Eser Sahibinin Borçları: Eser sahibinin yayın sözleşmesinden doğan en önemli borcu, yayın konusu olan eseri kararlaştırılan miktar ve zamanda yayımlayana teslim borcudur. Eser sahibinin eseri yayımlayana teslim etmiş olması yetmez, teslim ettiği eserin kendisine ait olması bir başka ifadeyle yayımlayana devrettiği mali hakların kendisine ait olması gerekir.
Eser sahibinin eseri teslim borcu dışında diğer önemli borcu, çoğaltılmış nüshalar bitmeden eserde tamamen ya da kısmen tasarrufta bulunamamasıdır.

Eser Sahibinin Hakları: Eser sahibinin başta gelen hakkı telif ücretidir. Ödenecek ücreti taraflar serbestçe kararlaştırabilirler.
Eser sahibinin bir başka hakkı ise “tashih ve ıslah” hakkıdır. Ancak bu hak, yayınlayanın yararlarına zarar vermemek ve sorumluluklarını arttırmamak koşullarına bağlanmıştır.
Eser sahibine tanınan diğer bir hak, bedava nüsha talep etme hakkıdır.
Eser sahibinin eserle ilgili tercüme hakkı da saklıdır.

Yayımlayanın Borçları: Yayımlayanın en başta gelen borcu, eseri sözleşmeye uygun miktarda, zamanda ve yerde çoğaltmak ve yaymaktır. Yayımlayan bu borcunu kararlaştırılan zamanda yerine getirmekle yükümlüdür. Yayımlayanın diğer borcu, eserin tanıtımı ile ilgili gerekli ilanları yapma ve satışın başarılı geçmesini temin borcudur. Bunlarla beraber yayımlayan eser sahibine eserinin düzeltilmesi olanağını tanımalıdır.
Yayımlayanın önemli bir başka borcu, eser sahibine ücret ödeme borcudur.

Yayımlayanın Hakları: En başta gelen hakkı, eser sahibinden eserin çoğaltmaya elverişli orijinalinin ya da nüshasının teslimini talep etmektir. Sözleşmede kararlaştırılmışsa, eser sahibinden yayın tekniğinin gerektirdiği düzeltmeleri talep etmektir. Doğal olarak, eseri çoğaltmak ve yaymak da yayımlayanın haklarındandır.

Sözleşmenin Sona Ermesi

1. Eserin yok olması
2. Çoğaltılmış nüshaların yok olması
3. Eser sahibinin şahsından kaynaklanan nedenlerle sözleşmenin sona ermesi
4. Yayımlayanın şahsından kaynaklanan nedenlerle sözleşmenin sona ermesi


Hukuka Uygunluk Sebepleri

1. Kamu Düzeni, Amme İntizamı

a. İspat amacı
b. Zabıta ve ceza işlerinde ispat
c. Fotoğraflar için çoğaltma ve yayma
d. Eser sahibinin eserini “ticari temsil” ve diğer şekillerde kullanılmasını sınırlandırması

Eser sahibine tanınan haklar, eserin ispatı maksadıyla mahkeme ve diğer resmi makamlar huzurunda ve alelıtlak zabıta ve ceza işlerinde bir muameleye konu teşkil etmek üzere kullanılmasına mani değildir. Fotoğraflar, umumi emniyet mülahazasıyla veya adli maksatlar için sahibinin rızası alınmaksızın, resmi makamlar veya bunların emriyle başkaları tarafından her şekilde çoğaltılabilir ve yayılabilir. Eserin her hangi bir suretle ticaret mevkiine konmasını, temsilini veya diğer şekillerde kullanılmasını meneden yahut müsaade veya kontrole bağlı tutan kamu hukuku hükümleri mahfuzdur.

2. Kamu Yararı, Genel Menfaat

a. Mevzuat ve içtihatlar:

b. Nutuklar, Umumi yerlerdeki konuşmalar ve söylevler: Büyük Millet Meclisinde ve diğer resmi meclis ve kongrelerde, mahkemelerde, umumi toplantılarda söylenen söz ve nutukların, haber ve malumat verme maksadıyla çoğaltılması, umumi mahallerde okunması veya radyo vasıtası ile ve başka suretle yayımı serbesttir. Hadisenin mahiyeti ve vaziyetin icabı gerektirmediği hallerde söz ve nutuk sahiplerinin adı zikredilmeyebilir. Bu söz ve nutukları birinci fıkrada zikredilenden başka bir maksatla çoğaltmak veya diğer bir suretle yaymak eser sahibine aittir.

c. Temsil serbestisi: Yayımlanmış bir eserin; umumi mahallerde, münhasıran eğitim ve öğretim maksadıyla veya intifa kastı olmaksızın meccanen temsili serbesttir. Aynı kaide safi gelirleri tamamen hayır gayelerine tahsis edilen müsamereler hakkında da uygulanır. Bununla beraber eser sahibinin ve eserin adını mutat şekilde zikretmek icap eder.

d. Eğitim-öğretim amaçlı seçme ve toplama eserler yaratma/kullanma: Yayımlanmış musiki, ilim ve edebiyat eserlerinden ve alenileşmiş güzel sanat eserlerinden, maksadın haklı göstereceği bir nispet dahilinde iktibaslar yapılmak suretiyle, hal ve vaziyetinden eğitim ve öğretim gayesine tahsis edildiği anlaşılan seçme ve toplama eserler vücuda getirilmesi serbesttir.

e. Alıntı - İktibas: Bir eserden aşağıdaki hallerde iktibas yapılması caizdir:

1. İktibasa elverişli bir eserin bulunması
- Alenileşmiş bir eserin bazı cümle ve fıkralarının müstakil bir ilim ve edebiyat eserine alınması;
- Yayımlanmış bir bestenin en çok tema, motif, pasaj ve fikir nevinden parçalarının müstakil bir musiki eserine alınması;
- Alenileşmiş güzel sanat eserlerinin ve yayımlanmış diğer eserlerin, maksadın haklı göstereceği bir nispet dahilinde ve münderacatını aydınlatmak maksadıyla bir ilim eserine konulması;
- Alenileşmiş güzel sanat eserlerinin ilmi konferans veya derslerde, konuyu aydınlatmak için projeksiyon ve buna benzer vasıtalarla gösterilmesi.

2. İktibasın belli olacak şekilde yapılması:

3. Eserin ve sahibinin kimliğinin açıklanması:İlim eserlerinde, iktibas hususunda kullanılan eserin ve eser sahibinin adından başka bu kısmın alındığı yer belirtilir.

f. Gazete yayınları: Basın Kanununun 15 inci maddesi hükmü mahfuz kalmak üzere basın veya radyo tarafından umuma yayılmış bulunan günlük havadisler ve haberler serbestçe iktibas olunabilir. Gazete veya dergilerde çıkan içtimai, siyasi veya iktisadi günlük meselelere mütaallik makale ve fıkraların iktibas hakkı sarahaten mahfuz tutulmamışsa aynen veya işlenmiş şekilde diğer gazete ve dergiler tarafından alınması ve radyo vasıtasıyla veya diğer bir suretle yayılması serbesttir. İktibas hakkı mahfuz tutulsa bile sözü geçen makale ve fıkraların kısaltılarak basın özetleri şeklinde alınması, radyo vasıtasıyla veya diğer bir suretle yayılması caizdir. Bütün bu hallerde, iktibas edilen gazete, dergi ve ajansın ve eğer bunlar da başka bir kaynaktan alınmışlarsa o kaynağın adı, tarih ve sayısından başka makale sahiplerinin adı, müstear adı veya alameti zikredilmek icap eder.

g. Röportajlar


3. Özel Yarar, Üçüncü Kişilerin kullanımı:

a. Şahsen Kullanma: Bütün fikir ve sanat eserlerinin, yayımlanma veya kar amacı güdülmeksizin şahsen kullanmaya mahsus çoğaltılması mümkündür. Ancak, bu çoğaltma hak sahi- binin meşru menfaatlerine haklı bir sebep olmadan zarar veremez ya da eserden normal yararlanmaya aykırı olamaz.

- Kendi yararı için çoğaltma: kar amacı olmaksızın, eser sahibinin manevi haklarına dokunmadan ve meşru menfaatleriyle çelişmeden kullanılabilir.
- Bilgisayar programlarının kullanım amaçlı olarak sözleşmeyle aksi belirtilse bile çoğaltılabilmesi.

b. Bestekarlara tanınan haklar: Bir edebiyat eseri, ancak eser sahibinin yazılı izniyle müzik eserinde kullanılabilir. Herhangi bir müzik eserinde kullanılan her türden güfte, libretto ve benzeri eserler bestelendiğinde, ortak eser kayıt, tescil ve ticari dolaşıma konulmadan önce bu izin her aşamada belgelendirilir ve hak sahipleri ile diğer ilgililer tarafından denetlenir.

c. Kopya ve teşhir: Umumi yollar, caddeler ve meydanlara, temelli kalmak üzere konulan güzel sanat eserlerini; resim, grafik, fotoğraf ve saire ile çoğaltma, yayma, umumi mahallerde projeksiyonla gösterme, radyo ve benzeri vasıtalarla yayımlama caizdir. Bu salahiyet mimarlık eserlerinde yalnız dış şekle münhasırdır.

d. Plak, video kasetleri ve ses kasetlerinin umumi mahallerde kullanılması: Eser sahibinin izniyle, ses, görüntü veya ses ve görüntü tekrarına yarayan vasıtalara alınmış bu umumi mahallerde temsil edilmek üzere özel işaretlenmiş olan musiki, ilim ve edebiyat eserlerinin umumi mahallerde çalınması veya gösterilmesi suretiyle temsili mümkündür. Ancak, özel olarak işaretlenmemiş plak, video kaset ve ses kasetlerinden eser sahibinin veya yetkili kıldığı hallerde meslek birliğinin uygun bir bedeli tazminat olarak isteme hakları saklıdır.

e. Engelliler lehine çoğaltma: eserin engellilerin anlayabileceği tarda çoğaltılması ve kullanımlarına tahsisi.

Söylevlerin rıza dışı kullanımı
1. Konuşma umumi yerlerde yapılmalı
2. Haber-bilgi verme amacı
3. Yayma-kitle iletişim yoluyla kullanımı
Umumi yerler: TBMM, Diğer resmi meclisler, Kongreler, Mahkemeler, Diğer umumi toplantılar.

Temsil Şartları
1. Eser yayınlanmış olmalı
2. Kar amacı güdülmemeli
3. Eğitim amaçlı olmalı
4. Eser sahibinin adı belirtilmeli


Sözleşme ve Tasarruflar: Eser sahibi veya mirasçıları kendilerine kanunen tanınan mali hakları süre, yer ve muhteva itibariyle mahdut veya gayrimahdut, karşılıklı veya karşılıksız olarak başkalarına devredebilirler. Mali hakları sadece kullanma salahiyeti de diğer bir kimseye bırakılabilir. (Ruhsat).

Ruhsat: Mali hak sahibinin başkalarına da aynı ruhsatı vermesine mani değilse (basit ruhsat), yalnız bir kimseye mahsus olduğu takdirde (tam ruhsat) tır. Kanun veya sözleşmeden aksi anlaşılmadıkça her ruhsat basit sayılır. Basit ruhsatlar hakkında hasılat kirasına, tam ruhsatlar hakkında intifa hakkına dair hükümler uygulanır.

Hakların ihlalleri sonucunda oluşan anlaşmazlıklarda taraflar arasında sözleşme varsa öncelikle sözleşmeye istinaden dava açılabilir. Ancak, sözleşme olsun ya da olmasın FSEK’e uygun koşullarda dava açılabilir.

Zamanaşımı Süreleri: Taraflar arasında sözleşme olması zamanaşımında farklılıklar doğurur. Zamanaşımı süreleri aşağıdaki gibidir:

1. İhlalin öğrenilmesi tarihinden itibaren 1 yıl
2. Borçlar kanununa göre 10 yıl
3. Bunların dışında da ceza hukukuna tabii zamanaşımı süreleri mevcuttur.

Bu anlaşmazlıklarla ilgili mahkemeler Fikri ve Sınai Haklar Mahkemelerinde görülür. Fikri ve Sınai Haklar Mahkemelerinin olmadığı yerlerde ise Asliye Hukuk Mahkemeleri bu davalara bakarlar, ancak kararlarında FSHM adı geçer.


Mahkemeler ve Davalar

Kusur ve zarar oluşturmayan davalar Tespit Davaları ve Hukuka Aykırılık davalarıdır. Bu davalar hukuku koruma tedbirleri sayılırlar.

551 Sayılı Patent haklarının Korunması Hakkındaki Kanun Hükmünde Kararname

Dava Açmak İçin Gereken İhlaller

1. Saldırının önlenmesi
2. Tecavüzün giderilmesi, ihlalin durdurulması
3. Tecavüz araçlarına el konulması
4. Ürünlerin imha edilmesi
5. Kararların tebliği

Bu yasa, zararın oluşmasını, doğmasını engellemek amacındadır. Aynı şartlar endüstriyel tasarımlar ile ilgili kanunlarda da yer alır.
Sadece fiili tecavüzün olup olmadığının tespiti için de dava açılabilir.

FSEK’e Göre Dava Açılabilecek Durumlar

- Saldırıların Önlenmesi (Tecavüzün ref’i)
- Zararın Giderilmesi (Tecavüzün menfi)
- Tazminat Davası (tazminat şartı varsa iki dava birlikte açılabilir)

Tecavüzün Ref’i: Manevi ve mali hakları tecavüze uğrayan kimse tecavüz edene karşı tecavüzün ref'ini dava edebilir. Hukuka aykırılığın giderilmesi için açılan davalardır. Saldırı devam etmiyorsa da zararın giderilmesi için dava açılabilir. Bu dava da genellikle tazminat davalarıyla birlikte açılır. Hakim ihtiyat-ı tedbir kararı verebilir. Oluşan kusur ve zarar hakimin kararını etkileyecek faktörlerdir. Eser sahibi, ikamet ettiği yerde de tecavüzün ref'i ve men davası açabilir.

1. Manevi Hakların İhlali:
- Eserin, sahibinin istediği şekilde umuma arz edilmemesi: Eser sahibi, eserin değiştirilmiş şekilde çoğaltılmasının, yayım ve temsilinin, radyo ile yayımının men edilmesini ve tecavüz edenin, tedavülde bulunan çoğaltılmış nüshalardaki değişiklikleri düzeltmesini veya bunların eski haline getirilmesini talep edebilir.
- Eser sahibinin adının belirtilmemesi: Güzel sanat eserlerinde eser sahibi asıldaki değişikliğin kendisi tarafından yapılmadığını veya eserdeki adının kaldırılmasını yahut değiştirilmesini talep edebilir.
- Eserin sahibinin rızası dışında değiştirilmesi


2. Mali Hakların İhlali:
- Telif Tazminatı: Mali hakların ihlal edildiği tespit edildiği zaman bunun tazmini için dava açma hakkı vardır. Bu dava ile eser sahibi, eserin kopyalarının imha edilmesini veya elde edilen karın kendisine verilmesini talep edebilir. Ya da telif haklarının 3 katına kadar tazminat isteyebilir.

Eser, hak sahibinin izni olmadan çevrilmiş, sözleşme dışı veya sözleşmede belirtilen sayıdan fazla basılmış, diğer bir biçimde işlenmiş ya da radyo ve televizyon ile yayınlanmış, temsil edilmişse; izni alınmamış eser sahibi, rayiç bedel itibarıyla, uğradığı zararın en çok üç katını isteyebilir. Bir eserden izinsiz çoğaltma yolu ile yarar sağlanıyorsa ve çoğaltılan kopyaları satışa çıkarılmamışsa, eser sahibi; çoğaltılmış kopyaların, çoğaltmaya yarayan film, kalıp ve benzeri araçların imhasını veya maliyet fiyatını aşmamak üzere çoğaltılmış kopyaların ve çoğaltmaya yarayan film, kalıp ve benzeri gereçlerin uygun bir bedel karşılığında kendisine verilmesini ya da sözleşme olması durumunda isteyebileceği miktarın üç kat fazlasını talep edebilir. Bu husus, izinsiz çoğaltma yoluna giden kişinin yasal sorumluluğunu ortadan kaldırmaz. Bir eserin izinsiz çoğaltılan kopyaları satışa çıkarılmışsa veya satış haksız bir tecavüz oluşturuyorsa, eser sahibi tecavüz edenin elinde bulunan nüshalar hakkında ikinci fıkrada yazılı şıklardan birini seçebilir. Bedel talebinde bulunan kişi, tecavüz edene karşı onunla bir sözleşme yapmış olması halinde haiz olabileceği bütün hak ve yetkileri ileri sürebilir.


Tecavüzün Menfi: Zararın ortadan kaldırılması için açılan davalardır. Ref’i davalarında ortada bir zarar yokken, menfi de ise zarar ortaya çıkmıştır. Ref’i davasında amaç zararın oluşmaması ikin menfi davalarda zarar zaten oluşmuştur. İki dava arasındaki temel fark zararın meydana gelmiş olmasıdır.

- Zararın giderilmesi
- Hukuka aykırılık tespiti
- Kusur ve zarar (tazminat bakımından)
- İhtiyat-ı tedbir,
bu davaların temel konularıdır.

Kazancın İadesi Davası: Haksız, hukuka aykırı bir şekilde elde edilen kazancın eser sahibine iadesini kapsar.

Tazminat Davaları: Maddi ve Manevi zararların karşılanması ile ilgili davalardır. Sınai haklar bakımından, “itibar kaybı” iddiası da tazminat talebi için yeterlidir. Manevi hakları haleldar edilen kişi, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat ödenmesi için dava açabilir. Mahkeme, bu para yerine veya bunlara ek olarak başka bir manevi tazminat şekline de hükmedebilir. Mali hakları haleldar edilen kimse, tecavüz edenin kusuru varsa haksız fiillere mütaallik hükümler dairesinde tazminat talep edebilir.

Hiç yorum yok: