10 Mayıs 2012 Perşembe

Jim Jarmusch'ın Siyah Beyaz Dünyası




Hollywood’un bağımsız yönetmenlerinden birisi olarak karşımıza çıkan Jarmursch bu “Bağımsız Sinema” kısmından da ayrı bir öznelliğe sahip. Bu farkı şurdan rahatça anlayabiliriz:  1960’lardan sonra başlayan  özellikle eğitim kariyerleri iyi olan yönetmenlerin önderliğinde rengini belli eden “Bağımsız sinema” sanat yapma çabası, estetik özgünlük ve toplumsal kaygılar daima bağımsız sinemayı oluşturan  etkenler oldu. Daha sonra  1970'lerde bireyselleştiler, 80lerde nihilist, 90larda popüler, 2000lerde ise ana akıma yakınlaştılar. Bağımsız sinemanın son çıkışı dijital devrimle oldu Bu kısımda bağımsız sinemanın örneklerini göreceğiz. Jim Jarmusch’ın filmleri göz önüne getirip bu açıklamayla kıyaslandığında Jarmusch’ın film izleme mantığı daha net anlaşılır.

Jim Jarmusch demek, sadelik, özgünlük , siyah - beyaz, müzik demek . En az masrafla film çekip kaliteyi göstermektir veya efektlerle fazla içli dışlı olmayıp izleyiciyi renklerin bunaltıcı havasından kurtarmaktır jarmusch, Karekterler genel olarak ilginçtir rol gereği mi yoksa gerçekten de bu tipler böyle midir sorusu gelir insanın aklına “Yol Filmleri” olarak sinema literatüründe yer edinmiş bölüme farklı bir açı getirmiştir aslında(Bağımsız Sinema’da olduğu gibi)

Çoğu kişinin aktör olarak  bilmediği Jamursch’ın yönetmenliği çok başarılı olduğu için belki de onun filmlerde oynadığı rolleri gölgede bırakmasından kaynaklanmaktadır. Az bütçe ile çektiği bu filmlerin müzikleri de filme ayrı bir hava vermektedir.


Genel olarak sinema filmleri şunlardır:

1980 Permanent Vacation; Sürekli Tatil
1984 Stranger Than Paradise; Cennetten de Garip
1986 Down by Law; İçerdekiler
1989 Mystery Train; Gizem Treni
1991 Night on Earth- Dünyada Bir Gece
1995 Dead Man- Ölü Adam
1997 BELGESEL / Year of the Horse; Year of the Horse
1999 Ghost Dog: The Way of the Samurai- Hayalet Köpek: Samurayın Yolu
2002 7 YÖNETMENLİ PROJE FİLM / Ten Minutes Older: The Trumpet (Int. Trailer Night); 10 Dakika İçinde: Trompet
2003 Coffee and Cigarettes; Kahve ve Sigara
2005 Broken Flowers; Kırık Çiçekler
2009 The Limits of Control; No Limits No Control; Kontrol Limitleri
Bu filmlerden, Stranger Than Paradise, Down by law, Dead Man, Coffee and Cigarettes gibi dev filmleri halk arasında en iyi bilinen siyah beyaz filmleridir. Jim Jarmusch bu filmlerde her ne kadar Yasujiru Ozu, Kenji Mizoguchi, Robert Bresson, Ingmar Bergman, Antonioni, Wim Wenders gibi isimlerden etkilenmiş olsa da ve etkilendiği isimleri sürekli dile getirse de yaptığı filmler asla bu isimlerden herhangi birinin filmlerinin taklidi gibi durmaz.

Jim jarmusch’ın siyah beyaz filmlerinde renklerle insan boğuşulmaz, renklerle beraber kendini filmin içinde kaybettirmez aksine siyah beyaz yaptığı için olsa gerek insan kendini filmlerde bulur seni rahat bırakır .  Normalde çok aşırı şiddet sahneler için kullanılan bu tekniğin kullanılma sebeplerini özetle Jamursch bize sadeliği öğretirken kendi film felsefesinin temelini de hissettirir adeta.

Jim Jarmusch’ın dünyası siyah beyazdır, çünkü kendi düşüncelerini, kendi kahramanlarını bu şekilde izleyiciye daha canlı ve daha sade bir şekilde izah edeceğini kabul eder. Anlam derinliği daha geniş olup karekterlerinde olduğu gibi filme de bir soğukluk havası verir bu tür yapımlar.

“Cennetten de Garip (İkinci filmi)”, Cannes Film Festivali’nde ilk filmlere verilen Altın Kamera (Caméra d’Or) ödülünü alması Amerikan bağımsız sinemasının uluslararası düzeyde kabul görmesini sağlar.

Filmleri sadece günümüz dünyasında farklı kültürlerin kesişmesini, çakışmasını ve birbirleriyle ilişkiye girmesini anlatmakla kalmaz, aynı zamanda kültürlerarası farkların ortak yanlarımız karşısında çoğunlukla nasıl da silikleştiğini gösterir.




2 yorum:

xx dedi ki...

Jim Jarmush bir rap hayranıdır.Lütfen bununla ilgili şeyler yazar mısınız rumuz:erzurumlu rapçi

Adsız dedi ki...

Jim Jarmusch efsanedir.Güzel bir yazı olmuş 10/10