19 Aralık 2011 Pazartesi

Lars von Trier ve Onun Melankolisi


Melankoli; stres,dert,depresyon,travma gibi çeşitli psikolojik etkenler yüzünden insanın ruhsal ve bedensel olarak yavaşlamasıdır. Arapça'da  "Huzn" diye geçen bu kelime Türkçe'de "Hüzün" olarak karşımıza çıkar.  Sufism(us)'de yani Tasavvuf'ta; Allah'a yeterince yakın olamadığı için veya Allah için fazla bir şey yapmadığı için duyulan kişisel bir yetersizlik.

Daha çok 30 yaşın üstünde olan kişilerde görülen melankolinin oluşma sebepleri de çoktur: Travmatik,hormonsal, norölojik, psikolojik, sosyo-ekonomik... olarak kısaca sıralanabilir. Bu sebepleri taşıyanlar belirli zamanlarda karamsarlığa kapılırlar, yalnızlığa düşerler, bedensel ve ruhsal açıdan kopuk olduğu için daha çok hassaslaşırlar, duygusallaşırlar, çok çabuk heyecanlanırlar, karar verme mekanizmaları ağırlaştığı için çok düşünüp anında karar veremezler, kendi bilinçaltlarındaki dünyaya özgüdürler veya ona göre yaşarlar.

2011 yapımlı "Melancholia" adlı filminin yazar ve yönetmen koltuğunda sinema eleştirmenleri tarafından adını sıkça duyduğumuz Lars von Trier'i görüyoruz. Filmin kadrosunda da bize pek yabancı gelmeyen simalar dikkatimizi çekmekte: Eternal Sunshine of the Spotless Mind, Elizabethtown, Spiderman gibi büyük projelerde gördüğümüz Kirsten Dunst, The Tree ve Antichrist filmlerinde karşımıza çıkan güzel İngiliz oyuncu Charlotte Ganisbourg, "24" tv dizisiyle bizi maceradan maceraya sürüklüyen her bir sezonunda ayrı keyif aldığımız ve kahramanımız haline gelen Jack Bauer yani  Kiefer Sutherland. Bunların yanı sıra Brady Corbet,John Hurt, ve Danimarkalı dev oyuncu  Jesper Christensen de diğer büyük oyuncular.olarak sıralanabilir.


Film ve filmin konusu, kız kardeşi için düğün töreni düzenleyen Claire(Charlotte Ganisbourg) ve kocası John'un(Kiefer Sutherland) evinde geçer, John, Justine(Kirsten Dunst) yani baldızının düğünü için her şeyi ayarlamış yüklü miktarda masraftan kaçınmamıştır.
Geç de olsa kiraladıkları limuzin ile Micheal(Alexander Skarsgard) ve Justine düğün törenine teşrif ederler . Fakat, Justine'de bir mutsuzluluğun, derin bir düşüncenin var olması düğünde de bir takım aksamalara sebebiyet verecektir. Başarılı ve büyük bir üne sahip ama reklamcılık sektöründeki bu ünvanını Patronuna söylediği ağır hakaretlerden (ki belki de haklıdır) ötürü kaybedecektir.

Film iki kısımdan oluşmaktadır. Birinci kısımda Justine'nin Melankolisi giderek artan bir şekilde ve stres ve bunalımın da dahil olarak düğünün eğlencesini arka plana iterek bizi Justine'nin ruh haliyle baş başa bırakıyor yönetmen. Justine'nin bu hal ve hareketlerine bakılarak bu hastalığın genetik olduğu da söylenebilir çünkü filmde anne ve babasının da anormal olduğu apaçık ortada. Hatta bir sahnede John kayınvalidesinin eşyalarını toplayıp kapı önüne atar bıkmış bir şekilde. Justine'nin bu ruh hali Michael'den ayrılmasına da sebebiyet verecektir ve tek çare olarak ablasının yanına taşınacaktır.  Bu geliş John'u endişelendirecektir. Çünkü o da bulaştırıcı olduğundan şüphelenmektedir. Claire'nin ve oğulları Leo'nun da bu hale geleceğinden korkmaktadır. Fakat Claire ablasını yalnız başına bırakacak değildir.

Film'deki korku olarak gezegenlerin dünyaya çarpacağından ve bunun doğuracağı çaresizlikten bahsedilecektir ilerleyen dakikalarda çünkü gezegenlerin etkisi ve karşı konulamaz yanı epey düşündürücü gelmiştir. John her ne kadar bilimadamlarının dünyaya çarpmayacak dese de onların korkuları dinmeyecektir. Bu konuda oğlunu iyi yetiştirmiş onunla ara sıra uzay analizleri yapar aldığı teleskop eşliğinde.

Filmin ikinci kısmında Claire'nin Melankolisi vardır. Justine'nin durumundan daha vahim gibi gözüken Claire biliçaltını işgal eden hayali gezegenlerin durumundan kurtulmak için çaresizliğe kapanmışsa da kocasının tesellisine de çok ihtiyacı vardır. Çözüm olarak köye gitmeyi düşünen Claire bunun durumu kurtarmadığını sonrasında kendisi de anlayacaktır.  Filmin sonlarına doğru doğru Leo'da bu korku ve şüphelere kapılacaktır.


Dogville,Antichrist,The Boss of Of It All, The Last Detail, gibi dev filmlere imza atan ünlü Yönetmen Lars von Trier'in 2011 yılında çektiği "Melancholia" yani Melankoli adlı filmi diğerlerinde olduğu gibi şimdiden büyük bir ses getirdi bile. Her yıl geleneksel olarak düzenlenen Cannes Film Festivali'nde en iyi aktris dalında Kirsten Dunst ödülü aldı.European Film Award'da yani Avrupa Film Ödülü'nde 2011'de en iyi film ödülünü de kapmayı başaran bu film aynı ödüle en iyi yönetmen dalında Lars von Trier aday gösterilmiş ve direkten dönmüştü.

Hiç yorum yok: