22 Aralık 2011 Perşembe

The Thing Filmleri'nin Karşılaştırılması



The Thing(Şey) Abd yapımlı bu film 1982 yılında bilim-kurgu ile korkuyu birleştiren yönetmen-yazar John Carpenter tarafından John W.Campbell'in "Who Goes There? " adlı romanından ilham alınarak sinemaya uyarlandı. Tabii sadece bu romana bakılarak böyle bir projenin meydana geldiğini söylemek de hata olur çünkü daha önce çekilen Christian Nyby'in imzasını taşıyan "The Thing From Another World" adlı film de muhakkak Carpenter'e esin kaynağı olmuştur.

Usta oyuncu Kurt Russell'in başrol aldığı bu bilim-kurgu-gizem-korku tarzı filmin yazarlığını Bill Lancaster üstlenmiş. İşin ilginç tarafı hemen hemen diğer bütün filmlerindeki müziği başkalarına kaptırmayan John Carpenter bu filminde bundan uzak durmayı tercih etmiş. Müzikleri Ennio Morricone üstlenmiş ve filmin akışına ve temposuna göre harika besteler izleyiciye sunmuştur. Filmin müzikleri filmin başındaki eğlence sahnesini saymazsak genellikle canavarın göründüğü anlarda ritmin ve temponun yükselmesi filme heyecan katmış  ve bu müziklerle insanın korku keyfini süslemesini başarmıştır. Ayrıca bu filmdeki müzikler diğer korku filmlerinde yer alan müziklerden farklı olup insanın odaklanmasını da sağlar cinstendir. sanki. Çünkü müzikler vesilesiyle izleyici  kendini gerilime teslim edip filmi adım adım takip eder.. Bütün bunlar filmdeki müzik yönünün ne kadar başarılı ve güçlü olduğunun kanıtları olsa gerek.




Filmin konusu bir araştırma için Antartika'ya giden Norveçli bir ekip bilimadamlarının orda karşılaştıkları bir canavarla aralarında geçen mücadeleyi anlatır. Film, yolda gördükleri buzun içinde dondurulmuş bu yaratığın canlanmasını ve onların başına musallat olmasını sürükleyici bir biçimde anlatır. Bilimadamlarının amacı yaratığın ne olduğu hakkında bilgi edinmektir.  Yaratık canlanıp şekil değiştirebilen bir özelliğe sahiptir,  Bu yaratığın hücre incelenmesi yapıldıktan sonra hücrelerin hala aktif olması ekibi dehşete sürükleyecek ve bu yaratığın ölmemiş olması onları endişeye sevk edecektir. Daha sonra yaratık Antartika'daki Bilimsel  Araştırma İstasyonu'na sızar , buzların içinden patlamış bir biçimde yerinden fırlayarak anında ortalıktan kaybolur  ve ekip onu aramaya başlar.  Daha sonra Norveçli bilimadamlarını sırayla tek tek öldürür korkunç biçimlerde. Onların içlerine virüs gibi girip onları parçalayıp diğerlerine de ulaşmaya çalışır bu vahşi yaratıktan kurtulmanın tek yolu ise kaçmaktır. Filmin ilerleyen dakikalarında yani 4-5 kişi kaldığında bu sefer bilimadamları birbirinden şüplenmeye başlarlar çünkü kimin virüslenip kimin sağlam olduğu belli değildir.
Bu fikir ise R.J. Macready'e aittir yani 1982 yılında çekilen The Thing filminin Kurt Russell'ine. 2011 yapımlı filmde ise Kathie bu fikri öne sürecektir. Nasıl belli olacağı konusunda ise yaratığın yani canavarın madenlere karşı bir duyarlılığı vardır Kathie veya Macready bu yolu denerler ve arkadaşlarının ağızlarına bakarlar kimin şüpheli olduğunu bulmaya çalışırlar diğer kişilerin ölmemesi açısından bu son derece önemlidir çünkü tehlike saçabilirler etrafa.Daha doğrusu bunu yapmalarındaki asıl amaç bu virüslere bulaşanları tespit edip onları ekipten ayırmaktır.

Filmin sonunda ise 1982 yapımlı filmine göre yaratık bu ekipten çoğunu öldürecek sadece iki kişi kalacaktır. Bu sağ kalanlardan bir tanesi uçağın pilotu Macready'dir.öbürü de istasyonun makinisti Keith David'dir, yani filmdeki canlandırdığı karakterle "Childs "
2011 yapımlı filmine göre ise sadece Katie sağ kalmayı başaracaktır.

Filmin kadrosunda dediğimiz gibi Kurt Russell'in yanı sıra Wilford Brimley, Keith David, T.K  Carter, David Clennon,Richard Dysart, Charles Hallahan,Peter Maloney,Richard Masur,Joel Polis,Donald Moffat ve Thomas Waitestir. Filmde tek kadın oyuncu olarak satranç bilgisayarını seslendiren Carpenter'in bir sürü projede birlikte çalıştığı Adrienne Barbeau'dur. Ki daha sonra John Carpenter'in eşi olması da bizlere sürpriz hissi uyandırmamıştı.

2011 yapımlı The Thing filmi ise bu filmden farklı olarak oyuncu kadrosu, filmin müzisyeni, gişe hasılatı, filmin maliyeti, izleyici sayısı, filmin yönetmeni ve senaristi gibi temel konular farklı olsa da işlenen tema senaryo aynı. 2011 yılında çekilmesine rağmen 1982 yılndaki kadar başarılı olamamış hatta bu filmin çok gölgesinde kalmıştır. Çünkü oyuncuların sergilediği performans epey farklı, yaratığın özellikleri çok değişik, Carpenter faktörünü de es geçmemek gerekiyor bu kıyaslamada.

Sinema'da yeni kameralar piyasaya sürülebilir, yeni teknoloji cihazları üretilebilir, yeni efektler, yeni usta oyuncular doğabilir, daha çok maliyetle filmler çekilebilir,bir proje üzerinde  daha çok zaman harcanabilir fakat bunlar demek değildir ki eski filmler tarihe karışıyor veya  giderek sinema kaliteli hale geliyor. Çünkü "The Thing" örneğinde gördüğümüz gibi aradan 29 sene geçmesine rağmen hala aynı başarı sağlanamıyorsa oturup bir derince düşünmek gerekiyor. Demek ki 10.milyon dolarla çekilen bu film, 100 milyon dolarla çekilen bir filmden daha çok izlenilip beğenilebiliyor.

Demek ki sinema sektöründeki kapitalizm furyasına son verip Jim Jarmusch gibi dev simalara selamlar saygılar demek gerekiyor...

Şu an 2012 yılına girmek üzereyiz sıkıysa Godfather'i arka plana itecek bir filme imza atsınlar !
Godfather 1-2-3 çekildi  Godfather 4'e ne hacet diyorsanız o zaman "Godmother'i çeksinler de görelim...












Hiç yorum yok: