21 Nisan 2015 Salı

6 ay ömür biçtiler, iyileşip kanserlilere umut oldu

Dünyada giderek yaygınlaşan ve ölümcül hastalıklarda ilk sırada yer alan kansere karşı iyi bir mücadele verip kazananların dikkat çektiği en önemli konu, moral ve motivasyon. Kanserin üstesinden gelenler, iyileşme umudu ve güçlü bir maneviyatın doktor ve ilaç kadar önemli olduğunu söylüyor.
6 ay ömür biçtiler, iyileşip kanserlilere umut oldu

Dida Kaymaz Kocaömer, 26 yaşında kansere yakalanır. Mide, kolon, karaciğer, beyin ve akciğerini saran bu amansız hastalık nedeniyle 6 aylık ömür biçilir. Azmi ve inancıyla tüm bu zorlu sürecin üstesinden gelir. Şimdilerde kendisi gibi birçok hasta için örnek olan Kocaömer, kanser sürecinde hayata küsmeyip, motivasyonu yüksek tutmayı öneriyor.

Kocaömer, yaşadığı süreci şöyle anlatıyor: “Geçen 10 sene zarfında bir insanın yaşayabileceği ve sabrının sınanacağı her kanser aşamasını yaşadım. İlk başlarda 180 gün ömür biçildi. Kanser başladığı gibi durmadı, birçok organıma sıçradı. Beynime bile metastaz yaptı. Çok şükür Allah’a, bana mücadele etme gücü verdi ve sevdiklerimin bana gösterdiği koşulsuz anlayış ve sevgiyle çok küçük bir akciğer tümörü ile yaşamaya devam ediyorum. Geçtiğimiz günlerde de yoğun bir tedavi sürecini tamamladım, tedavim aralıklarla devam edecek. Doktorlarımın öngörülerine göre, aylarla tanımlı bir süre sonra bu hastalığa veda edebileceğim inşallah.” Yaşadığı bu 10 yıllık süreci örnek olması için kaleme alan Dida Hanım’ın yakında bir de kitabı çıkıyor. Kocaömer, kitapta kanser sürecine ve bu süreçte yaşadıklarına yer vereceğini belirtiyor.


HASTALIĞIMA RAĞMEN SOSYAL HAYATTAN KOPMADIM

Henüz lise birinci sınıfta öğrenciyken kemik kanseri olduğunu öğrenen Erdinç Yumuşak (32) ise bacağının koparılacağını söylemelerine rağmen moralini bozmadığını ve kansere karşı verdiği mücadeleyi kazandığını söylüyor. Yumuşak, “Kanserle tanıştığımda 15 yaşındaydım fakat hep kurtulacağım diye düşündüm. Hep bu bilinçle hareket ettim. Hiçbir zaman moralimi kaybetmedim. Ailemden ve arkadaşlarımdan destek aldım. Kanserliyken hiç sosyal yaşamımdan uzak durmadım. Gelip geçeceğini düşündüm hep. Umudumu daima korudum. Ameliyat kadar manevi kuvvet de önemli.” ifadelerini kullanıyor.

2011 yılında kanser olduğunu öğrenen İstanbul Üniversitesi İşletme Bölümü öğrencisi Ulaş Akçakaya (28) da hastalığını öğrendiğinde güçlü olmaya çalıştığını ve çok dua ettiğini söylüyor. Akçakaya, “Nefes almakta zorlanıyordum. Doktora gittiğimde vücudumdan parçalar aldılar ve kanser olduğumu söylediler. Hemen ameliyat olmam gerektiğini söylemelerine rağmen hastaneler bana 4 ay sonrasına ancak randevu verebildi. 100 bin lira değerinde ameliyat parasını veremediğimiz için Uludağ Üniversitesi Hastanesi’nde çene, kulak, burun, yüz ve boğazımdan 9 saatlik başarılı bir ameliyat geçirdim. Üç gün de yoğun bakımda kaldım. Ondan sonra ilaçlar da kullandım fakat bu süreçte zamanı iyi kullanmak ve güçlü olmaya çalışmak da en az bunlar kadar mühim.” diye konuşuyor.

Aile desteğinin kanser hastası için çok önemli olduğunu vurgulayan Akçakaya şöyle devam ediyor: “Kanser hastalarına sürekli pozitif davranılmalı. Hastaların da güçlü olmaları gerekiyor.  Manevi açıdan huzurlu ve rahat olmalılar.”



Hiç yorum yok: