Suriye başta olmak üzere Ortadoğu ve Afrika'da yaşanan
çatışmalar sebebiyle denizden Avrupa'ya iltica etmeye çalışan binlerce kişi
denizde boğularak ya da donarak can verdi. İMKANDER'in hazırladığı Mülteci
Ölümleri Raporu çarpıcı detayları gözler önüne serdi.
Rapora göre Suriye, Irak, Filistin gibi Ortadoğu ülkeleri
ve Kuzey Afrika başta olmak üzere dünyanın çeşitli savaş bölgelerinden Avrupa
kıyılarına 2014 yılında 207 bin göçmen deniz yoluyla ulaşmaya çalıştı.
Bu kişilerden Avrupa Sınır Dairesi (Frontex) ancak 182.156 göçmenin
kıyılara ulaşmayı başardığını belirtiyor. Asıl çarpıcı olan ise bu yolculuk
esnasında ölenlerin resmi verilere göre sayısı 3 bin 419.
Bu ölüm vakalarının gerçekte daha fazla olduğuna
değinilen raporda, göçmenlerin yolculuk yaptıkları teknelerde kayıt tutulmadığı
için gerçek ölü sayısının asla bilinemeyeceği vurgulanıyor. Kimlik tespiti
yapılabilen göçmenlerin dışında binlerce kayıp yolcu bulunuyor. Bu kişilerin Avrupa
kıyılarına ulaşmasının çok düşük bir ihtimal olduğu göz önünde
bulundurulduğunda kayıp olarak bilinen 20 binden fala kişinin de ölmüş
olabileceği düşünülüyor.
Dünyada yaşanan savaşlar ve iç çatışmaların mağdurları
siviller olmaya devam ediyor. Çatışmalardan kaçan siviller yeni bir hayat kurma
umuduyla çeşitli ulaşım araçlarını kullanarak Avrupa ve oradan da Amerika ve
Kanada gibi gelişmiş ülkelere iltica etmeye çalışıyorlar. Pek çoğu istedikleri
yere ulaşamadan yolda can veriyor. Özellikle deniz yolunu kullanan mülteciler
2014 yılında büyük facialarla karşılaştı.
Sığınmacıların ve mültecilerin haklarının korunması,
barınma, yiyecek ve içecek gibi temel ihtiyaçlarının karşılanması, çocukların
eğitimi ve yaşadıkları topluma adaptasyonu, mültecilerin dil ve iletişim kurma
sorunlarının çözümü konularında çalışan insan hakları ve insani yardım örgütü
İMKANDER'in hazırladığı "Mülteci Ölümleri Raporu" çaresizce umuda
yolculuk yapan insanların yaşadıklarını çarpıcı bir biçimde ortaya koydu.
Ölümlerin Sebebi İnsan Kaçakçılığı
Mültecilerin yüksek paralar ödeyerek bindikleri
teknelerin kapasitesinin çok üstünde yolcu taşıdığının altının çizildiği
raporda sığınmacıların daha iyi bir hayat yaşama taleplerinin insan kaçakçılığı
adı altında yasadışı bir sektörün oluşmasına sebebiyet verdiği vurgulanıyor:
"Zaten zor şartlar altında Türkiye'ye ulaşabilen sığınmacılar, çok yüksek
meblağlar ödeyerek suç örgütlerinin ellerine kendilerini teslim etmektedirler.
Türkiye'de insan kaçakçılığına yönelik cezai yaptırımların çok güçlü olduğu
söylenemez." denilerek insan kaçakçılarının sadece 3 ile 8 yıl
arasında hapis cezası ile yargılanabildiği ifade ediliyor.
Mültecilerin bu kaçakçılara ne kadar ödedikleri de tespit
edilmiş. Buna göre; Ege Denizinde yapılan insan kaçakçılığının fiyat tarifesi
şöyle: Lüks yat ile kaçırılma: 10.000 Euro, Kaptanlı kayık: 4.000 Euro ve
şişme bot ile kaçırılma kişi başı 2.000 Euro.
Mültecilere İnsanca Muamele Edilmiyor
Raporda özellikle İtalya gibi göç alan ülkelerde
"ırkçı yaklaşımların" arttığına dikkat çekiliyor, Yunanistan Güvenlik
Güçlerinin de kimi zaman batmakta olan tekneleri Türkiye karasularına iterek
ölüme sebebiyet verdiği vurgulanıyor. Ayrıca Türkiye'deki mülteci yaklaşımının
da eleştirildiği raporda, Türkiye'nin istisnai durumlar dışında hiçbir
sığınmacıya "mülteci statüsü" vermediğinin altı çiziliyor.
Mülteci ölümlerinin önüne geçilebilmesi için Türkiye,
Yunanistan ve İtalya gibi ülkelere çağrıda bulunan İMKANDER Genel Başkanı Murat
Özer, hazırladıkları raporda çözüm önerilerini de sıraladıklarını ifade ediyor.
Özer: "Deniz yoluyla Avrupa'ya ulaşmaya çalışan insanların büyük çoğunluğu
can güvenliği endişesiyle ülkelerinden ayrılıyorlar. Bu sebeple siyasi sığınma
hakkına en fazla bu kişiler sahip olmalılar. Göçmenlere sığındıkları ülkede 1951
Cenevre Sözleşmesi gereği gerekli hukuki kolaylık gösterilmeli ve kendilerine
insanca muamele edilmelidir. Mültecilerin içinde bulunduğu zor durumdan
istifade eden çeşitli suç örgütleri "insan onuruna yakışmayacak ve
göçmenlerin hayatlarını hiçe sayan şartlardaki deniz vasıtalarıyla" insan
ticareti yapmaktadırlar. Bu kaçakçılığın engellenmesi için başta Türkiye olmak
üzere taraf ülkelerin yasal düzenleme yapması ve bu suçun cezasının
arttırılması elzemdir." dedi.
Raporda medyaya da bir çağrıda bulunarak haberlerde
kullanılan "kaçak göçmen" ifadesi yerine "insan ticareti
mağduru" tanımlamasının kullanılmasını salık veriyor. İngilizce ve Türkçe
olarak hazırlanan rapor "mağdurlara insanca yaşanabilecek ortamların
hazırlanması, sığınma ve iltica müracaatlarının kolaylaştırılması, çocukların
eğitim ve tüm mağdurların koşulsuz olarak sağlık hizmetlerinden
yararlandırılması" çağrısıyla son buluyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder