20 Mart 2015 Cuma

Bir kraliçe olarak Elizabeth Taylor'ın portresi

Hollywood’un kraliçesi deyince hala aklımıza Elizabeth Taylor gelir. Onun yerini ne Natalie Portman, ne Angeline Jolie, ne de Jennifer Lawrence doldurabilir. Çünkü onun arkadaşları ip sallarken, saklambaç oynarken, tahtarevallide vakit geçirirken o, sonraki nesillere miras olarak unutulmayacak sinema filmlerini bırakmayı tercih etti.

Evet, 10 yaşında başladı beyaz perde macerasına ve 79 yıllık ömrünü 2 oscar ödülü ile tamamladı. 2003 yılında aktif sinema kariyerini sonlandırdığnda Hollywood’tan bir yıldız daha kaymıştı. Hatıraları yavaş yavaş silinmeye yüz tutsa da, en güzel, en meşhur film yıldızının mirası hâlâ capcanlı.

Genç sinemaseverler, efsane yıldız hakkında neden bu kadar konuşulduğunu merak ediyor olabilirler. Biz de burada, Taylor'ın ilk sahne alışının üstünden onlarca yıl, ölümünün üstünden dört yıl geçmesine rağmen neden hâlâ Hollywood kraliçesi olduğunu izah etmeye çalışacağız
İnsanların Taylor tarafından büyülenmesinin başlıca nedeni, doğuştan gelen ve ömrü boyunca en büyük dayanağı olan yeteneğiydi. Daha 12 yaşındayken takdir edilen performansı ve kazandığı 2 Oscar, onun sadece güzel bir yüzden ibaret olmadığının en büyük ispatıydı.

 Beyonce'tan, Kardashian'dan, Jennifer Lopez'den ve diğer tüm taze divalardan önce, bir ünlünün ekran dışındaki hayatının konseptini, tıpkı ekranlarda olduğu gibi ortaya koydu. Sekiz evlilik, hayat mücadeleleri, taliplerinden gelen world-class mücevher koleksiyonu, para, hayırseverlilik, skandallar ve yetmiş yılın hakkını veren paparazzi fotoğrafları... Bunların tümü onu sadece ekranda yer alan karakterleri canlandıran birisi yapmadı, efsaneler arasına soktu. Yaşantısı, ekranlarda görünen drama ile gerçek hayatın dramasını ayrımakta zorlanmamıza neden oldu. Fakat bunu yapmamıza gerek de yok. Hayatının son otuz yılında aktristliğini minimum düzeyde icra etse de, yaşantısı sayesinde hayranlarını büyülemekten ve kendini sevdirmekten geri kalmadı.

Taylor, gençliğinden itibaren gelmiş geçmiş en güzel kadınlardan birisi olarak anılıyordu. Hayat verdiklerini geri almaya başladığında dahi ateşli gözleri parlıyordu.

Taylor'ın ilk harika performası "National Velvet" idi, kendisi daha 11 yaşındaydı. 71 yıl önce yayınlanan bu film hâlâ kız ve atı filmlerinin tanımlayıcı olarak biliniyor.
Mezkur film "Cleopatra", genellikle en pahalı fiyaskolardan birisi olarak bilinir, tam olarak öyle olmasa da. 1963 yapımlı filmin bedeli kontol dışıydı. Bütçesi 2 milyon dolar olan film 33 milyon dolara mal oldu ve bu 2 milyonun yarısı, 1 milyonu Taylor'a gitti. Taylor, bu ödenek ile yedi haneli ücret alan ilk aktris oldu. 1963'ün en hızlı yükselen filmi olsa da, "Cleopatra" filmi, kendisini amorti edecek geliri elde edemedi. Twentieth Century Fox iflasın eşiğine geldi ve Hollywood çekim alanlarının yapımcılara satmak zorunda kaldı (bugün Century City semti olarak biliniyor). Hâlâ daha aşırıya kaçılmış iştiham, filmin her bir karesinde kendini gösteriyor. Elbette filmde Taylor'dan daha önemli bir manzara yoktu. Bu Madonna'nın 33 yıl sonra Eva Peron olarak rol aldığı "Evita" filminde kırılacak olan bir kostüm rekoruydu.

Dahası vardı, Taylor Fisher'dan ayrılıp Richard Burton'la beraber olduğunun açığa çıkması,  önceki skandalı gölgede bıraktı. "Cleopatra" setinde tanışan ikili, Mark Antony ve Mısırlı Kraliçe rollerindelerdi. Çekimlerin aylarca sürdüğü Roma'da eşleriyle beraber kalan Taylor ve Burton, aralarındaki aşka engel olamadılar. Gösteri dünyasının en kötü gizli aşkı olarak bilinen bu aşk, Avrupa paparazzisinin gündeminde yer aldı. Sonraki 23 yılda (1984'te Burton'un ölümüne dek), Liz ile Dick iki kez evlenip ayrıldı ve kötü şöhretlerini birlikte rol aldıkları filmlerde daha da yukarılara taşıdı. Yarım yüzyıldan sonra bile "Cleopatra" çifti, skandallardan biri olarak bilinmeye devam ediyor.

Altmış yıl önce "Singin' in the Rain" yıldızı Reynold, Amerika'nın gözbebeğiydi ve duygusal şarkıların çekici ismi Fisher ile evliydi. İkili, Todd ailesi ile çok iyi arkadaşlardı, ki bunlar film yapımcısı Mike Todd (Taylor'un üçüncü kocası) ve Taylor'du. Todd bir uçak kazasında hayatını kaybedince, Liz kendini Fisher'ın kollarında teselli ararken buldu. Daha sonra Reymond'dan ayrılan Fisher, Taylor'ın dördüncü kocası oldu. Tahmin edebileceğiniz gibi böylesine bir durum, hele ki 1950'lerde oldukça yüz kızartıcı ve korkunç bir skandaldı, fakat bu Taylor'ın yıldızını daha da parlattı.


Not:1 Angelina Jolie de belki de bu yüzden bir Elizabeth Taylor hayranı ve yeni bir Cleopatra filmi çekmek istiyor.

Not:2 Dört sene önce kaybettiğimiz Taylor, hala White Diamonds isimli parfümünün reklamlarında yer almaya devam ediyor.

Not:3 Ünlü olduğu için ünlüydü.



Hiç yorum yok: