31 Mart 2015 Salı

Savaştan kaçtılar, bonzai fırtınasına tutuldular





Son yıllarda Türkiye’de özellikle gençlerin ölümünde etkin rol oynayan uyuşturucu maddesi bonzai, her yaş grubu tarafından kullanılıp yaygınlaşması ailelerin perişan olmasına da  neden oluyor. Kartal Yakuplu’da sefalet içinde 4 çocuğuna bakmaya çalışan Abdullah Palabıyık’ın dramı görenlerin yüreğini burkuyor. İki seneden beri bonzai bağımlısı olan  Abdullah’ın çalışmaması 4 yavrusuna bakma görevi eşi Meryem’e kaldı.  Hayata tutunmak için Çengelköy’de apartmanların merdiven temizliğine giderek geçimini sağlamaya çalışan Meryem Palabıyık’ın tek isteği ise bir an önce eşi Abdullah’ın bonzaiyi bırakıp çocuklarına babalık etmesi. Bonzai illetinden kurtulmak istediğini belirten Abdullah, evin içinde sıkışıp kaldını ve utancından dışarı çıkamadığından yakınıyor. Meryem ise, eşinin kendisinden zorla para istediğini ve çocuklarının da böyle bir babayı istemediğini ifade ediyor.

Varlık içinde yoklukta yaşayan Palabıyık ailesinin dramı 2007 yılında Lübnan’da başlayan savaştan sonra başladı.   Ailesini kurtarmak için İstanbul’a sığınan Abdullah, hayat hikayesini şöyle anlatıyor, “Lübnan’da Arapça ve İngilizce alanlarında  tercümanlık yapıyordum.  Başkent Beyrut’ta yaşanan savaş yüzünden 6 sene önce İstanbul’a taşındık. Çevremde tanıdğım çok kişi bonzai ve esrar kullanıyordu, ben de onlardan etkilendim ve kullanmaya başladım. Bir iki ay sonra yakın çevrem ve samimi arkadaşlarımın çoğu beni dışladı, hatta çocuklarım eşime kızıyordu onu niye alıyorsun diye.  Çocuklarımın ve eşimin yüzüne  bakacak halim kalmadı, dışarı çıkamıyorum utancımdan.”

“Benden zorla aldığı parayla bonzai içiyor”

Uyuşturucu kullandığı için 73 kilodan 60 kiloya düşen eşi Abdullah’ın bonzai yüzünden gün be gün eridiğine dikkat çeken Meryem Palabıyık, ortaokula giden büyük kızının eve 3-5 kuruş getirmesi için okulunu bırakmak zorunda kalmasından duyduğu üzüntüyü dile getiriyor. Eşinin sentetik uyuşturucu maddesi bonzaiye başladığından sonra hayatlarının değiştiğini vurgulayan Palabıyık, “Eşim bonzai kullanmaya başladıktan sonra ailemiz perişan oldu, elektrik faturalarını ödeyemediğimiz için, elektriğimizi kestiler, biz de mum ile idare etmeye çalıştık. Barakaya dönüşen evimizin  kirasını ödeyemediğimiz için ortaokula giden büyük  kızımı okuldan aldırmak zorunda kaldım. Zaten kızımın gittiği okula servis parasını da karşılayamıyorduk. Okulu bırakıp bir tekstil atölyeisnde işe başladı. Çocuklarım ortalıkta kalmasınlar diye ben de maddi durumu iyi olan kişilerin merdivenlerini temizliyorum. Eşim Abdullah evde bonzai bağımlısı olduğu için köşesine çekilmiş ölü gibi duruyor. Çocuklarım, ‘böyle bir babayı istemiyoruz onu evden kov’ diyorlar. Ben de insanların yanına gitmekten utanıyorum. Benden zorla para alıyor bonzai alıp içiyor ”siteminde bulundu.

“Baraka gibi bir evde 12 kişi yaşamak zorundayız”

Baraka gibi bir evde 12 kişinin yaşamak zorunda kaldıklarını söyleyen Abdullah Palabıyık, bonzai yüzünden ölenleri gördüğünde kendi durumuna şükrediyor. Savaş yüzünden kız kardeşinin çocuklarıyla yanlarına taşındığını sözlerine ekleyen Palabıyık,”Ben savaşın dehşet yüzünü bildiğim için çocuklarımın görmemesini istedim ve buraya taşındık, daha sonra kız kardeşim de çocuklarıyla beraber Kartal’daki evimize taşındık ve şimdi biz 12 kişi baraka gibi  bir evde yaşamak zorundayız. Çünkü durumumuz içler acısı ve gidecek başka yerimiz de yok. Kız kardeşim de kızım gibi tekstil atölyesinde çalışıyor. İki aile ile beraber yaşıyoruz, fakat benim faydam dokunmuyor geçinmeye, bonzai yüzünden ölenleri gördükçe kurban olduğum Allah’ıma binlerce kez dua ediyorum bu durumlara düşmemek için.” şeklinde konuştu

 20 günden beri bonzai kullanmadığına da değinen Abdullah, Bakırköy’de bulunan Amatem’e gidip doktorların kendisine durumunun iyi olduğunu söylediklerini savundu.


Hiç yorum yok: