Son yıllarda Türkiye’de özellikle gençlerin ölümünde etkin
rol oynayan uyuşturucu maddesi bonzai, her yaş grubu tarafından kullanılıp
yaygınlaşması ailelerin perişan olmasına da neden oluyor. Kartal Yakuplu’da sefalet içinde
4 çocuğuna bakmaya çalışan Abdullah
Palabıyık’ın dramı görenlerin yüreğini burkuyor. İki seneden beri bonzai
bağımlısı olan Abdullah’ın çalışmaması 4
yavrusuna bakma görevi eşi Meryem’e kaldı. Hayata tutunmak için Çengelköy’de
apartmanların merdiven temizliğine giderek geçimini sağlamaya çalışan Meryem
Palabıyık’ın tek isteği ise bir an önce eşi Abdullah’ın bonzaiyi bırakıp
çocuklarına babalık etmesi. Bonzai illetinden kurtulmak istediğini belirten
Abdullah, evin içinde sıkışıp kaldını ve utancından dışarı çıkamadığından yakınıyor.
Meryem ise, eşinin kendisinden zorla para istediğini ve çocuklarının da böyle
bir babayı istemediğini ifade ediyor.
Varlık içinde yoklukta yaşayan Palabıyık ailesinin dramı
2007 yılında Lübnan’da başlayan savaştan sonra başladı. Ailesini kurtarmak için İstanbul’a sığınan
Abdullah, hayat hikayesini şöyle anlatıyor, “Lübnan’da Arapça ve İngilizce alanlarında tercümanlık yapıyordum. Başkent Beyrut’ta yaşanan savaş yüzünden 6
sene önce İstanbul’a taşındık. Çevremde tanıdğım çok kişi bonzai ve esrar kullanıyordu,
ben de onlardan etkilendim ve kullanmaya başladım. Bir iki ay sonra yakın
çevrem ve samimi arkadaşlarımın çoğu beni dışladı, hatta çocuklarım eşime
kızıyordu onu niye alıyorsun diye.
Çocuklarımın ve eşimin yüzüne bakacak halim kalmadı, dışarı çıkamıyorum
utancımdan.”
“Benden zorla aldığı parayla bonzai içiyor”
Uyuşturucu
kullandığı için 73 kilodan 60 kiloya düşen eşi Abdullah’ın bonzai yüzünden gün
be gün eridiğine dikkat çeken Meryem Palabıyık, ortaokula giden büyük kızının
eve 3-5 kuruş getirmesi için okulunu bırakmak zorunda kalmasından duyduğu
üzüntüyü dile getiriyor. Eşinin sentetik uyuşturucu maddesi bonzaiye
başladığından sonra hayatlarının değiştiğini vurgulayan Palabıyık, “Eşim bonzai
kullanmaya başladıktan sonra ailemiz perişan oldu, elektrik faturalarını
ödeyemediğimiz için, elektriğimizi kestiler, biz de mum ile idare etmeye çalıştık.
Barakaya dönüşen evimizin kirasını
ödeyemediğimiz için ortaokula giden büyük
kızımı okuldan aldırmak zorunda kaldım. Zaten kızımın gittiği okula
servis parasını da karşılayamıyorduk. Okulu bırakıp bir tekstil atölyeisnde işe
başladı. Çocuklarım ortalıkta kalmasınlar diye ben de maddi durumu iyi olan
kişilerin merdivenlerini temizliyorum. Eşim Abdullah evde bonzai bağımlısı
olduğu için köşesine çekilmiş ölü gibi duruyor. Çocuklarım, ‘böyle bir babayı istemiyoruz
onu evden kov’ diyorlar. Ben de insanların yanına gitmekten utanıyorum. Benden
zorla para alıyor bonzai alıp içiyor ”siteminde bulundu.
“Baraka gibi bir evde 12 kişi yaşamak zorundayız”
Baraka gibi bir
evde 12 kişinin yaşamak zorunda kaldıklarını söyleyen Abdullah Palabıyık,
bonzai yüzünden ölenleri gördüğünde kendi durumuna şükrediyor. Savaş yüzünden
kız kardeşinin çocuklarıyla yanlarına taşındığını sözlerine ekleyen
Palabıyık,”Ben savaşın dehşet yüzünü bildiğim için çocuklarımın görmemesini
istedim ve buraya taşındık, daha sonra kız kardeşim de çocuklarıyla beraber
Kartal’daki evimize taşındık ve şimdi biz 12 kişi baraka gibi bir evde yaşamak zorundayız. Çünkü durumumuz
içler acısı ve gidecek başka yerimiz de yok. Kız kardeşim de kızım gibi tekstil
atölyesinde çalışıyor. İki aile ile beraber yaşıyoruz,
fakat benim faydam dokunmuyor geçinmeye, bonzai yüzünden ölenleri gördükçe
kurban olduğum Allah’ıma binlerce kez dua ediyorum bu durumlara düşmemek için.”
şeklinde konuştu
20 günden beri bonzai kullanmadığına da
değinen Abdullah, Bakırköy’de bulunan Amatem’e gidip doktorların kendisine
durumunun iyi olduğunu söylediklerini savundu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder