31 Mart 2015 Salı

Emirgan Korusunun yanındaki yeşil alanın satışı kamu yararına aykırı





İstanbul’un en güzel korularından olan Emirgan Korusu’nun bitişiğindeki 158 dönümlük yeşil alanın satışa çıkarılıp imara açılması tepkiyle karşılandı. 2006’da  Turizm Alanı olarak ilan edilen ve 6 parselden oluşan arazi hem doğal sit hem de Boğaziçi ön görünüm sınırları içerisinde yer alıyor. İmar planlarında Boğaziçi koruma alanına giren 158 dönümlük arsanın satılmasının kamu yararına uygun olmadığını savunan İstanbul Şehir Plancıları Odası Başkanı Tayfun Kahraman, İstanbul’da kamu yararına kullanılacak bunun gibi alanların satılıp bölgede yoğunluğun arttırılmasının esas problem olduğunu söyledi. “Kamu mülkiyetinde alan kalmamış. Artık kamusal fonksiyonları yerleştirebilecek alanlar bulamazken bu alanların satışının gündeme getirilmesi esas problemi oluşturuyor. Bu nedenle bu satışın gerçekleştirilmesi kamu yararına uygun olmadığını söylemek lazım. Burada sadece bir turizm imarı yapılabilir onun dışında her fonksiyon imar planına uygun olmayacaktır.” şeklinde tepkisini dile getirdi.

Emirgan korusunun yanında bulunan alana 2003 yılında onaylanan planlarla yapılaşma koşulu getirildiğini söyleyen Kahraman, bu yeşil alanların satışının gündeme getirilmesinin problemli olduğunu kaydetti. Tarihi Emirgan Korusu’nun bitişinde imara açılmak istenilen alanine kamu mülkiyetinde bütünleşik bir bölge olduğuna değinen Kahraman, “Satılıp imara açılacak bölge kamu alanı olan bir bölge. İmar planlarıında bir kısmı park alanı bir kısmı turizm tesis alanı olarak görünüyor. Çünkü kamu mülkiyetinde alan kalmamış artık kamusal fonksiyonları  ve onları yerleştirebilecek alanlar bulamazken ve bu alanların satışı gündeme getirilmesi esas problem oluşturuyor.  2003 yılındaki ilanda Sarıyer’e ait geri görünüm bölgesi olarak görüyor. Burası geri görünüm bölgesi olduğu için de burada Boğaziçi İmar Kanunu geçerli. Fakat buraya ilişkin özellikle turizm bölgesi nedeniyle Boğaziçi Kanunu’nda  engelliyici bir hüküm yok.” ifadelerini kullandı Söz konusu alanda sadece turizm imarı yapılmasının uygun olacağının altını çizen Kahraman, İstanbul’daki kent merkezinde kamusal fonksiyonlara ayırmış alan eksikliği varken, bu anlamda da temin etmek üzere bu arazileri kullanmamız gerekirken bunları satışa çıkartılarak yoğunluk artırıcı yani bu ihtiyaçlara neden olabilecek yapılaşmalara açmamız ve bunu o şekilde satmamız kamunun kar ettiği anlamına gelmez.  Bu nedenle bu satışın gerçekleştirilmesi kamu yararına uygun olmadığını söylemek lazım. Burada sadece bir turizm imarı yapılabilir onun dışında her fonksiyon imar planına uygun olmayacaktır.” dedi

 Boğaziçi İmar Kanunu’nda yapılan değişiklikle birlikte boğazdaki yeşil alanların ranta kurban edileceğini belirten İstanbul Çevre Konseyi ve Doğa Savaşçıları Çevre Örgütü Başkanı Zafer Murat Çetintaş, ormanlar ve yeşil arazilerin talan edilmesinden sonra İstanbul’da iklim değişikliği ve su sıkıntılarının kaçınılmaz bir hal alacağını söyledi. Çetintaş, “Emirgan Korusu’nun yanında başlayacak yapılaşma ile ciddi bir rant söz konusu. Bir yandan ormanlar diğer yandan boğazdaki alanlar talan ediliyor. İstanbul’da Boğaziçi de elden gittikten sonra yaşanmaz bir hale gelecek.  Su sıkıntısı olur, asfalttan başka bir şey olmayacağı için iklim değişikliğine neden olur.  Biz bu tür yapılaşmalara ciddi anlamda karşıyız. Bu tür yapılaşmalar durmazsa İstanbul yaşanılabilir bir hal almaktan çıkar.” dedi. Yeni çıkan Boğaziçi imar kanununun Boğazdaki yeşil dokuya ciddi anlamda zarar vereceğini işaret eden Çetintaş, Boğaziçi İmar Kanunu’na göre  birinci köprüye kadar boğaza bakan tüm yeşil alanların yeşil kalma kararı var. Hiç bir yapılaşma olamaz. Ancak bunlar kanunu değiştirerek Boğaziçini imara açtılar. Ortaköy’den 3. Köprüye kadar olan bölge boğaziçi imar yasasına göre imara kapalıydı.” şeklinde konuştu.

Her yerin hukuksuz bir şekilde betonlaştırıldığını ifade eden İstinye Mahallesi sakinlerinden Çetin Bostan, “Yeşil alan her zaman iyidir ama bu araziyi er geç dolduracaklar. Çünkü bu arazi her açıdan çok değerli arazinin hafriyatı bile yok burada avanta var maliyet yok. Burası kupon arazi olduğu için elbet alınacak yani.” Açıklamasında bulundu
 Koru mahallesi sakinlerinden Metin Ay ise 30 yıldır oturduğu mahallesinin betonlaştırılmasına tepki göstererek şöyle konuştu: “ Şimdi burada görünen yeşil alanların hepsi satılmış. Burayı da doldurdukları zaman bir tane yeşil alan kalmıyor. Mahalleli rahatsız biz burada sit alanı olduğu için bir tane çivi çakamıyoruz. Burada parası olanın gücü her zaman konuşuyor. Bürokrasi, parası olana hizmet ediyor. Fakir görünümü zengin hizmetkarlar. Ben bunun böyle biliyorum. Fakir edebiyatı yapıyor ama zengine hizmet ediyor.”


Hiç yorum yok: